Deprem bölgesinin ekonomiye katkısı…

6 Şubat 2023 Pazartesi günü Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde iki depremle yüreğimiz yandı.

Depremde şu ana kadar 24 bin 617 vatandaşımız hayatını kaybederken, 80 bin 278 vatandaşımız yaralandı.

10 ilde 7 bin 584 yıkık bina ya da acil yıkılması gereken 12 bin 617 ağır hasarlı bina var.

Aradan bir hafta geçmesine rağmen enkaz altından kurtarılan canlar bize umut veriyor.

Dünya Türkiye’deki depremin yer yüzünde görülmüş en büyük üçüncü felaket olduğunu belirtiyor.

Acımız her ne kadar taze olsa da ekonomik maliyeti de merak ediliyor.

Özellikle sosyal medya üzerinden “Türkiye ekonomisi çöktü” diye terör örgütlerinin manipülasyonlarına inananlar da çıkıyor bu ortamda.

Aradan bir hafta geçti.

Yardımlar, bağışlar ve maliyetler net olarak açıklanmadı.

Ancak depremden etkilenen 10 ilin nüfusunu ve ülke ekonomisine katkısını göz önünde bulundurduğumuzda tahmini rakamlar ortaya çıkabilir.

Depremden etkilenen 10 ilin nüfusu 13,4 milyon kişi.

Ülke nüfusunun içindeki payı yüzde 15,7’ye tekabül ediyor.

GSYİH’nın yüzde 9,3’ü bölgeden karşılanmaktadır.

Tarım, imalat ve sanayiide de önemli bir bölgedir.

Girişim ve mükellef sayıları içinde bölgenin oranı yüzde 11 civarında.

Tarımda yüzde 14,5, ihracatta yüzde 8,5 ağırlığı vardır.

Bölgede sigortalı çalışanların payı ise yüzde 11,7’dir.

Bölgenin bütçe gelirine katkısı yüzde 4,7 seviyesindedir.

Kayıtlı otomobillerin yüzde 10,2’si, motorlu kara taşıtlarının yüzde 11,9’u bölgede kayıtlıdır.

Tasarruf mevduatının yüzde 6’sı, ticari ve diğer mevduatların yüzde 4,2’si bölgedeki tasarruf sahipleri ve şirketlere aittir.

Depremin Türkiye ekonomisine maliyeti bugünkü şartlarda net olarak hesaplanamasa da direkt veya dolaylı yoldan büyüme rakamlarını doğal olarak -ki çok normal- 2 puan aşağıya çekebilir.

Direk kamuya tamir ve onarım maliyeti, ithalat ve ihracat maliyeti, üretim ve tüketim maliyeti ve psikolojik maliyetler olarak çeşitli maliyetlerden bahsedebiliriz.

Türkiye seçim sürecindeyken bu felaket yaşandı.

Bugüne kadar meclisten geçmiş ya da geçecek teşvik, destek ve yapılandırmaların bir maliyeti zaten vardı.

Sigortalı olan özel sektörün veya vatandaşın hasarlarını sigorta karşılar.

DASK gibi kuruluşlar da devreye girecektir.

Bölgenin tarımda öneme sahip olması gıda enflasyonu üzerinde risk oluşturuyor.

Özellikle deprem öncesinde kuraklık, sonrasında deprem felaketinin yaşanması tarımsal mahsulün azalması veya gecikmesi gibi nedenler enflasyon için risk oluşturur.

Bölgede enerji tüketimi ve lüks ürün talebinde azalma yaşanabileceğinden ithalatta gerileme görebiliriz.

Ülke olarak üretim ve tüketime de odaklanmak gerekiyor.

Çünkü Mart’ta Ramazan ayı var.

Üretimde olduğu kadar tüketimde de yüzde 50 düşüş görebiliriz.

Deprem gibi doğal felaketlerde maliyet hemen net belirlenmez, 1-2 aya netleşir.

Milyarlarca maliyet mutlaka doğal olarak beklenecektir.

Buna 5 milyar dolar da 15 milyar dolar da diyebilirsiniz.

Moral bozmak için bu maliyet konusu çok manipüle edilecektir.

Biri çıkıp "50", diğeri çıkıp "100 milyar dolar” diyecektir.

Bunu hesaplamanın en güzel zamanı devletin açıklayacağı rakamlardır.

Dışardan ciddi miktarda nakit desteği geldi.

Türkiye’de ciddi miktarda bağış toplandı.

Bunların net rakamları daha açıklanmadı.

Seçim öncesi ve sonrası ülkelerin nakit destekleri devam edecek.

SWAP işlemleri, borç ötelemeleri, fon destekleri gibi birçok olumlu süreç bizi bekliyor.

Türkiye en geç bir yıla hızlı bir şekilde toplanacak.

Ben, hızlı bir toparlanma bekliyorum.