Derin teröristler kaos sever

Günlerdir hepimiz Meral Akşener’in altılı masadan kalkmasını konuşuyoruz. Ancak neredeyse hiçbir gazetecinin, köşe yazarının değinmediği, yarım yamalak geçtiği bir konu var ki içler acısı.

Hele spor basınını doğrudan ilgilendirmesine rağmen neredeyse tamamı “aman biz bu topa girmeyelim” kafasında. 

Pazar günü Bursaspor - Amedspor maçını yaşadık. Göz göre göre bazı olaylar gelişti. 

Tribün gerginliğini, taraftarların otel önünde toplanıp rakip takım futbolcularını baskı altına almasını bir yere kadar anlayabilirim. 

İki takım arasında gerginliğin bir hikâyesi varsa, deplasman yasağı uygulanması adettendir zaten. Sahadaki futbolculara su atmak, küfür etmek yanlıştır bilirim ama dünyanın her yerinde olabilir, hadi görmezden gelelim derim.

Hoşgörü bi yere kadar. Kabul edemeyeceğim şeyler var ki bunların pek çoğu ne yazık ki Bursaspor tribünlerinde yaşandı.

Tribünlerin bazı kısımlarında beyaz Toros ve Mahmut Yıldırım’ın pankartları gösterildi. Bunun yapılmasının tek sebebi ise Amedspor’un Kürt nüfusunun yoğun olduğu Diyarbakır’ın takımı olması. 

Aksi bir seçeneğin şansı yok. Çünkü örneğin Bursaspor’un ilk golünü atan Çağatay Yılmaz, çok değil iki sezon önce Amedspor forması giyiyordu. Yani Amedspor’lu pek çok futbolcu Türk veya başka bir milletten. En nihayetinde hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı! Bunları açıklıyor, yazmak zorunda bırakılıyor olmaktan dahi utanıyorum.

Tribünlerde o pankartları asanlar ise utanmıyor. Başlarını yastığa koydukları zaman vicdan azabı çekmiyorlar. 

Beyaz Toros ve Mahmut Yıldırım ismi 90'lı yılların faili meçhul cinayetlerinin bir sembolü. Yani devletin adını kullanan bazı alçakların masum pek çok insanı bindirip sonra katlettiği araç beyaz Toros. Bu beyaz Toros ile pek çok masum insanı katledenlerin sembol isimlerinden biride Mahmut Yıldırım. 

Yani devletin adını kullanarak teröristlik yapanların murisleri, biz buradayız diyor. Geçen hafta futbol tribünlerini zorla siyasete karıştıranlar, belki de bunların yol arkadaşları!

Bunlara terörist diyorum çünkü “devlet görevlisi” ismini bu kadar basitleştirmeye içim el vermiyor. Bu insanlar yüzünden Kürt nüfusunun çektiği acıların tekrar deşilmesini kaldıramıyorum.

Senin teröristin benim teröristim olmaz. Terörist teröristtir! 

Kürtlük, Türklük, Çerkezlik gibi insanın karar veremediği, anne karnından çıktığımız anda sahip olduğumuz bir şeyden yargılanmak, dışlanmak, hor görülmek çok alçakça.

Yani anlayacağınız seçime her geçen gün yaklaştıkça, futbol üzerinden karışıklık çıkarma çabaları bitmiyor. Neyse ki milletimizin feraseti çok daha yüksek. Doksanlı yıllardaki gibi hızlı galeyana gelip, otokontrolsüz hareket etmiyoruz. 

Burada büyük bir teşekkür de İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’ya. Bursaspor - Amedspor maçında yaşanan provokasyona da göz açtırmadı. Bu pankartların stada sokulmasında zafiyet gösteren kamu görevlileri çok hızlı bir şekilde açığa alındı.

Böyle vahim ve hassas bir olaya karşı Bakanımızın çok hızlı refleks göstermesi bu provokatörlerin, tarih sayfalarına karıştırığı konusunda bana cesaret veriyor.