Fenerbahçe ve Beşiktaş umut vermedi

Ertelenen maçların oynanmasıyla lige geri döndük. Fenerbahçe-Konyaspor maçı haftanın ilk maçıydı. Yeni teknik direktörüyle çıktığı üç maçta gol dahi atamayan Konyaspor, Fenerbahçe maçında da topu ağlarla buluşturamadı. Tarihin en ilginç teknik direktör değişikliklerinden biri olarak hatırlanacak.

Fenerbahçe, Konyaspor’a karşı net bir skor aldı. Ancak 4-0’lık galibiyete rağmen oynanan oyun tatmin edici değildi. Penaltıdan gelen gol ve Konyaspor’un çok erken 10 kişi kalması Fenerbahçe’ye büyük avantaj sağladı. Belki tek şans bulduracak oyuncusu Michalak da sakatlanıp oyundan çıkınca Fenerbahçe’nin galibiyeti kaçınılmaz oldu.

Doğum günü olan Arda Güler’in yine az süre bulması, yeni transfer Oosterwolde’ye rağmen Lincoln’ün ilk 11'de başlaması entrasandı. Ali Koç, Arda Güler oyuna girerken ayağa kalkıp alkışladı. Bu hem tribünlere hem de Jesus’a net bir mesajdı. Jesus’un verilen mesajı anlamaması imkânsız. Sanki daha çok anlamak istemiyor. Benim anlamadığım ise tek bir mağlubiyetin Fenerbahçe’deki ikilikleri gün yüzüne çıkarması. Fenerbahçe, Galatasaray maçını 1-0 dahi yenseydi puanlar zirve yarışında eşitti. Bu kadar siyah veya beyaz görmemek gerek tabloyu.

Beşiktaş ise mutlak favori çıktı Antalyaspor maçına. Pek çok eksiği olan rakibine karşı ilk 70 dakika üstünlük kuramadı. Oyunun son bölümünde fırsatlar bulsa da gole çeviremedi. İlahi adalet. Hakketmediği beş puanın peşinden koşan Beşiktaş eldeki iki puandan oldu.

Galatasaray da Alanyaspor ile oynadığı hazırlık maçından 4 gollük bir galibiyet aldı. Herkesin gözü Zaniolo’nun üstündeydi. O da beklentileri karşılıksız bırakmadı. Çok kısa sürede şık bir gol atıp neler yapabileceğinin fragmanını izletti. 

28 Şubat 

28 Şubat 1997 post-modern darbe girişiminin üstünden 26 yıl geçti. 28 Şubat ile tam anlamıyla hesaplaşmadığımız için 15 Temmuz’u da yaşamak zorunda kaldık.

Demokrasimizi daha sağlam temellere oturtmak için askeri darbelerin veya darbe girişimlerinin hepsiyle amasız fakatsız hesaplaşmalıyız.

Sembolik de olsa yargılamalar yapmalıyız. Yapılan yargılamaları zamanaşımına uğramadan hakkıyla sonuçlandırmalıyız.

Mevcut iktidarların hangi parti olduğuna bakılmaksızın seçimle geldiğini ve seçimle değişebileceğini görmemiz gerek.

Siyasilere gösterdiğimiz tepkileri en başta bu tür darbeleri yapan veya yapmaya çalışanlara da göstermeliyiz.