Gün birlik ve dayanışma günü

6 Şubat 2023, günlerden pazartesi. Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçesinde gece ve öğle saatlerinde iki ayrı sarsıcı deprem meydana geldi. Türkiye en büyük doğal afetlerinden birini yaşadı. Artık bu tarih Türkiye için çok şey ifade ediyor.

500 yıldır stres biriktiren fay parçaları kırıldı. Güneydoğu, Doğu Anadolu, Akdeniz, İç Anadolu’yu kapsayan 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde yaşanan iki ayrı deprem, Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya, Hatay’ı yaşanılamaz hale getirdi.

Bilim insanları yazdıkları makalelerde, katıldıkları konferanslarda, televizyon programlarında bu depremler ile alakalı uyarılarda bulundu, fakat ne kadar dikkate alındı şimdilik buraya bir soru işareti koyalım.

Nitekim beklenen felaket gerçekleşti ve Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğunu ağır bir bilançoyla ve acı bir tecrübeyle yeniden hatırlamış olduk.

ALINACAK ÇOK DERS VAR ALMAK İSTEYENE...

Uzun soluklu zorlu bir mücadelenin başladığını söyleyebilirim. Bu travmanın ekonomik, sosyolojik, psikolojik ve siyasi birçok sonuçları olacaktır. İlerleyen süreçlerde bunlar konuşulur ve tartışılır.

Şimdi her zamankinden daha fazla kenetlenmeye, yardımlaşmaya, dayanışmaya, daha fazla anlayışa ve empatiye ihtiyacımız var. Önceliğimiz yaraları sarmak, ihtiyaçları gidermek, enkazı kaldırmak…

Keşkeler, karşılıklı suçlamalar, tehditler ile bir yere varılamayacağını biliyoruz. 6 bin yıllık Antep Kalesi’ni yerle bir eden, geniş bir alana yayılan çok büyük bir yıkım ile karşı karşıyayız ve can kayıplarımız giderek artıyor. Binlerce bina çökmüş durumda, arama ve kurtarma çalışmaları sürüyor.  İletişim sistemleri, yollar, tüneller, havalimanları hasar gördüğü için ve hava şartları nedeniyle bölgeye ulaşım güçlükle sağlanıyor. Mevsim kış, don ve buzlanma, karla karışık yağmur, nem, dondurucu soğuk olabilecek en olumsuz koşulların hepsi mevcut. İnsanlar çaresiz. Olağanüstü bir durum yaşandı ve bunun üstesinden gelebilmek içinde olağanüstü bir çaba sarf etmek gerekiyor.

AFAD, Kızılay, UMKE ve birçok yardım kuruluşumuz deprem ve diğer doğal afetlerde, anında ve sonrasında verdikleri hizmetlerle başarılı olsalar da Türkiye bu denli sarsıcı ve yıkıcı bir depreme hazırlıksız yakalandı.

Dünyada hiçbir ülke bu kadar geniş bir yelpazeye yayılan art arda yaşanan iki büyük depremin krizini tek başına yönetemez. Yerle bir olmuş 6 bine yakın binanın enkazına kurtarma ekiplerini aynı anda sevk etmek hiç kolay değil. İşin ehemmiyeti gün geçtikçe daha net anlaşılıyor. İnsan psikolojisinin kaldıramayacağı bir manzaraya şahitlik ediyoruz. Bölgede bulunan kurtarma ekiplerimize, devletimize ve ordumuza haksızlık etmeyelim, elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışalım.

Deprem krizini fırsat bilip siyasi rant devşirmeye yeltenenleri milletimiz asla affetmez. Milletin nefretini üzerine çekmek isteyen varsa buyursun bu yönteme başvursun...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan iki büyük deprem sonrası arama-kurtarma faaliyetlerinin ve sonrasındaki çalışmaların süratle yürütülebilmesini temin etmek için, depremden etkilenen 10 ilde 3 ay boyunca OHAL kararı alındığını açıkladı. OHAL kararının alınması bölgenin biran önce toparlanmasına katkı sağlayacaktır.

ABD, Rusya, Fransa, Almanya, Ukrayna dâhil birçok ülkenin devlet başkanı Türkiye'yi arayarak taziyelerini iletti. Türkiye her zaman dünyanın merhamet ve vicdan kapısı olmuştur. Ezilenin, zorda kalanın yanında yer almıştır. Dünya bunun farkında.

Yurt içinden ve yurt dışından özellikle gurbetçilerimiz, depremden etkilenen vatandaşlarımız için seferber olmuş durumda. Müthiş bir yardımlaşma ve dayanışma örneği sergileniyor.

KOORDİNASYON, KRİZ YÖNETİMİ, SİSTEMLİ ÇALIŞMA

Yıkımın boyutu inanılmaz büyüklükte. Yetersiz ve eksik kalınması çok muhtemel, o yüzden işin en önemli kısmını koordinasyon oluşturuyor. Belediyeler, STK’lar, spor kulüpleri, iş dünyası ve bireysel yardımlar AFAD yönetiminde deprem bölgesine sel gibi akıyor. 10 il acil yardım bekliyor, imdat çığlıkları yükseliyor. Saniyelerin kıymeti var. Karışıklığa ve düzensizliğe yol açmadan bu krizi yönetebilecek donanımlı bir koordinasyon ekibi vardır diye umut ediyorum eğer yoksa sistem kilitlenir, kimi depremzedelere yardım ulaşır, kimine ulaşamaz. Deprem bölgesinde kötü niyetli insanlara fırsat vermemek adına güvenlik önlemleri artırılmalı. Dezenformasyonun önüne geçmek için yetkili kurumlar vatandaşları en doğru şekilde bilgilendirmeli.

Dayanışmayı bilen, yardımsever bir milletiz. Yardımlar ne derece yerine ulaşıyor? Bu kapsamda rapor verilmesi, güven tesis edilmesi dayanışmanın ve yardımların sürekliliği açısından önem arz ediyor. İlçe ilçe, il il el birliğiyle bu zorluğun üstesinden geliriz. Yeter ki sağlıklı bir iletişim kurulsun, sistemli doğru bir koordinasyon sağlansın.

Türkiye’de 81 il bulunuyor. 10 ilimiz depremle sarsıldı ve çok büyük bir hasar aldı. Bu illerimizi ayağa kaldırmak için topyekûn uzun süreli bir çalışma ortaya koyulması gerekecek. Depremden etkilenen her il başına 10 il tahsis edilerek görev dağılımı yapılmalı. Kardeş il ve ilçeler tayin edilmeli. Kalkınma projeleri ile depremin izleri el birliği ile tek tek silinmeli.

Bundan sonra Türkiye’nin en önemli gündemi deprem, şehirleşme ve kentleşme kültürü. Doğal afetleri krize dönüştürmeyecek risk yönetimi. İhmaller, fırsatçılık, çıkarcılık, iş bilmezlik mi? Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bilim insanlarının icra masasında olduğu, dikkate alındığı yeni bir süreç başlıyor. Bir daha böyle bir felaket yaşanmasın temennisiyle depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Ülke olarak hepimizin başı sağ olsun.  Bu zor günleri aklıselim ile devletimizin ve yüce gönüllü insanlarımızın varlığı ile inşallah atlatacağız…