İBB'deki teftiş nereye gider?

Sürekli olarak terör örgütü mensubu kişileri belediyeye dolduracak iddialarına karşı sakin ve özgüvenli duruşu seçmeni etkiledi. 31 Mart seçimlerinin tekrar edilmesiyle İstanbul’un Belediye Başkanı olmasının yanında artık bir lider de olmuş oldu. O artık doğal cumhurbaşkanı adayıydı. Çünkü mevcut Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan da aynı yolu yürümüştü. Üstelik 31 Mart seçimleri Ak Parti’nin öncülüğü ile tekrar edilmişti. Yani bir bakıma Ak Parti rakip liderini kendi elleriyle doğurmuştu. Tıpkı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İBB Başkanı iken sadece şiir okuduğu için cezaevine sokularak rakiplerinin hatalarıyla doğal lider haline gelmesi gibi.

Uzun zamandır millet ittifakının cumhurbaşkanı adayı tartışılıyordu. Kemal Kılıçdaroğlu medya önünde açıkça millet ittifakının adayı olmak istediğini deklare etti. İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın ise belediye başkanlıklarında daha görev yapmaları gerektiğini belirterek önlerini kesmişti. Meral Akşener’in kamuoyu önündeki açık destekleriyle şansını arttıran İmamoğlu, İBB’deki teftişin kamuoyuna açıklanış şeklini ve soruşturmanın ilerleyişini görünce deyim yerindeyse zil takıp oynamıştır.

İBB içerisinde terör örgütlerinden dolayı soruşturma veya kovuşturma geçirmiş insanlar çalışıyordur ya da çalışmıyordur demiyorum. Ancak nasıl ki 17-25 Aralık darbe girişimini yapan polislerden içişleri bakanı sorumlu değilse, 15 Temmuz’u yapan alçaklardan Genelkurmay Başkanı sorumlu değilse, İBB’de çalışan ve terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı kişilerin olması sebebiyle de İmamoğlu’nun hukuken sorumlu tutulması imkansız. Bizzat genel başkanı Kılıçdaroğlu tarafından cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmek istenmeyen İmamoğlu ise İBB’de olan bu teftişten sorumluymuş gibi gösterilerek tamamen mağdur duruma düşürülmektedir. Çünkü hiçbir hukuk düzeninde Ekrem İmamoğlu’nun hukuken sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu işin sonunda mağduriyeti ortaya çıktıkça da yoğun kamuoyu baskıyla millet ittifakının doğal cumhurbaşkanı adayı olacaktır.

Anlamadığım, akıl erdiremediğim ise Türkiye Cumhuriyeti’ne damga vurmuş Tayyip Erdoğan gibi bir siyaset üstadının, bu teftişin kamuoyuna bu şekilde yansıtılmasından rahatsız olup olmadığı? Numan Kurtulmuş geçtiğimiz hafta açıkça İBB teftişinin Ekrem İmamoğlu ile alakalı olmadığını ifade etmişti. Acaba hükümetteki bütün bakanlar ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan da aynı fikirde mi?