İkinci tur seçimlerine giderken…

0:00/ 0:00

İki yılı aşkın süredir gündemimiz seçim. Seçimle yatıp seçimle kalkıyoruz. 6’lı Masa görüşmeleri ile başladık, uzun süre cumhurbaşkanı adayları kim olacak konusu ile devam ettik. Masa'ya oturanlar, Masa'yı terk edip gerisin geri dönenler, gizli ortaklıklar, yapılan pazarlıklar, taahhüt edilen şeyler, beyannameler, çıkan siyasi krizler, terör, mafya desteği, kumpaslar, istifalar derken 14 Mayıs seçim gününe geldik.

Gelişmeleri takip ederken, yaşanan bu karmaşayı ancak sandık çözer demiştim. Öyle de oldu. Tahmin ettiğim üzere parlamento çoğunluğunu Cumhur İttifakı aldı, 6’lı Masa projesi çöktü, terör siyasetine geçit verilmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açık ara farkla önde tamamladığı seçim ikinci tura kaldı.

Üç gün sonra yeniden sandık başına gidiyoruz. Artık karmaşa ortadan kalktığına göre sonucu tahmin etmek daha kolay, fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan sık sık, “Bizim tek rakibimiz rehavet ve zafer sarhoşluğudur” uyarısında bulunuyor.

Bu tarihi seçimde sandığa giderek vatandaşlık görevimizi yerine getirmemiz önemli. Ben ikinci turda bir sürpriz beklemiyorum şayet adayların aldığı oy oranı bir birine yakın olursa Kılıçdaroğlu CHP genel başkanlığı koltuğunu bırakmaz. Böylece ana muhalefet partisi sorunsalımız bitmez, devam eder...

“Sinan Oğan ikinci tur seçimlerinin belirleyici ismi” tezine katılmadığıma bir önceki yazımda değinmiştim. Sinan Oğan konusunu, sanıldığı gibi katkı değil daha çok polemiklere yol açacak bir mesele olarak görüyorum. Ne hesap yapıldı ne düşünüldü bilemiyorum, fakat Cumhur İttifakı’nın sinerjisini bozacak hamlelere karşı dikkatli olunması, bu noktada hassasiyetle davranılması gerektiğinin altını çizmekte fayda görüyorum.

Çünkü Cumhur İttifakı ile hayata geçecek millî politikaların önüne çıkartılacak engelleri tahmin etmek zor değil...

Cumhur İttifakı’nın temelleri, açılım sürecinin Türkiye’yi çıkmaza sokması, PKK ve FETÖ terör örgütüne karşı etkin mücadelenin başlatılması ile atıldı.

Davutoğlu ve Babacan’ın AK Parti Hükümeti’nde etkili olduğu 2013-2015 yılları arasında açılım süreci denen kötü bir tecrübe yaşadık. MHP lideri Devlet Bahçeli, o günlerde devletin ve milletin tehlikeye sürüklendiğini anlayıp sürece tepki vermişti. Ne kadar haklı olduğunu zaman bize açık bir şekilde gösterdi.  

Ne yazık ki aynı sürecin devamı Millet İttifakı’na ihale edildiği şekliyle tekrar karşımıza çıktı. Tabii ki yine Davutoğlu ve Babacan başrolde. Şimdi CHP listelerinden elde ettikleri milletvekili sayısını bu kapsamda değerlendirmeye alıp istikşafi görüşmeleri başlatabilirler. En büyük hata “hata yapmak” değil hatalardan ders çıkarmamak ve hatayı tekrar etmektir…

MHP, Türkiye'nin sorunlarını çözmede kilit parti olma özelliğini taşıyor.

Seçim gündemi her zaman yatırımları sekteye uğratır, ekonomiyi olumsuz anlamda etkiler. Seçim sonrası Cumhur İttifakı’nın istikrarlı bir şekilde iktidara gelmesiyle ekonomi ve sığınmacı meselesi başta olmak üzere birçok sorunun hızla çözüme kavuşacağını düşünüyorum.

19 Nisan 2022 tarihinde, MHP lideri Devlet Bahçeli; "Düzensiz göç ve sığınmacı sorununu, soğukkanlı ve sağduyulu şekilde kavramanın daha da ötesinde dün, bugün ve gelecek mizanında stratejik akılla ve millî çıkarlarımıza muvafık halde analiz etmek, tedbir geliştirmek mecburiyetindeyiz" diye bir açıklama yapmıştı. Verdiği talimatlar doğrultusunda çözüm odaklı, kapsamlı bir ARGE çalışması raporu ortaya koyulmuştu. Bu araştırma raporunun çok önemli olduğunu belirtmek isterim…

Eski CHP milletvekili Abdüllatif Şener, katıldığı TV yayınında, “Kılıçdaroğlu seçilirse verdiği sözlerin hiçbirini gerçekleştiremez. Kanun çıkaramaz, bütçe yapamaz. Denge, denetim mi yoksa kaos mu diyeceğiz? Millet İttifakı'nın en büyük iddiası olan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem artık hayal” dedi. Çok haklı, yalnız doğruları dile getirmek için milletvekili olmaması mı gerekiyordu? O da ayrı bir mesele…

14 Mayıs’ta, seçim sonuçlarını manipüle etmeye çalışan İmamoğlu ve Yavaş gibi muhalif çevreleri hesaba katmazsak kimsenin burnu kanamadan, demokratik olgunluk çerçevesinde bir seçim geçirdik. 28 Mayıs’ta da kaos meraklılarına fırsat vermeden, millî iradeye saygısızlık yapılmayan bir ortamda güzel bir seçim geçirmeyi temenni ederim.  

Bir tarafta ilkelerin yerle bir olduğu, tutarsızlığın hızına yetişilemeyen Millet İttifakı, bir tarafta ülke menfaatlerine kilitlenmiş, hataları telafi etmek ve sorunları çözmek için iş başına geçmeye ve sorumluluk almaya hazır Cumhur İttifakı var.

Milletimizin en doğru kararı verecektir. Şimdiden sonuçlar vatanımız ve milletimiz için hayırlı olsun...