İkra

Günlerdir 6 yaşında bir kız çocuğunun evlendirilmesini konuşuyoruz. İddiaya göre İsmailağa Cemaati’ne bağlı bir vakfın kurucularından biri, 6 yaşındaki çocuğunu 29 yaşında ki biriyle evlendirmiş. Ne hukuken ne dinen açıklaması olacak bir hadise değil. Tam bir akıl tutulması!

İslam inancına göre Kur’an-ı Kerim, kendisinden önce gelen kutsal kitaplar gibi değiştirilmemiş ve değiştirilmesi de mümkün olmayacaktır. Peygamber Efendimize indirilen ilk ayet ise “İkra” yani “oku” dur. İlköğretim din derslerinde hepimizin öğrendiği ise okuma yazma bilmeyen Peygamberimizin, oku emrinden sonra okuma yazma öğrendiğidir.

Ancak yaşam boyu güncelliğini yitirmeyeceğine inandığımız Allah kelamı Kur’an-ı Kerim, pek tabii ki imgelerle doludur. Kast edilen, şüphesiz ki sadece Peygamber Efendimize okuma yazma öğretilmesi değildir. Dünyada yaşayan her Müslüman için gönderilen ilk emir okumaktır. Yani kendi anlayacağı dilde Kur’an-ı Kerim’i okuyan kişi, kendisini yaratanı tanımalı ve kendisinden beklentilerini arada hiç kimse olmadan anlamalıdır.

Kâinatın yaratıcısı, kulları ile arasına Peygamber Efendimizi dahi sokmamış, öncelikle benim söylediklerimi okuyun demiş. Kur’an-ı Kerim çerçeve bir metin olduğu içinde müteşabih ayetleri ve sosyal yaşamı da kendi resulü olan Peygamberimiz Hz. Muhammed’den (S.A.V.) öğrenmemizi emretmiştir.

Hukuk düzenleri de bu piramit sistemiyle kurulmuştur. Anayasa, yasalar, tüzükler, yönetmelikler. Hatta kanunları daha iyi anlamak için kanunun gerekçesinden, doktrinden faydalanırız.

Böyle bir inancın mensubu olan bizlerin kaçı acaba kendi anadilinde Kur’an-ı Kerim’i okudu? Mealinde yanlış çevirseler ne olacak diyenler olacaktır şüphesiz. Ancak Kur’an zaten bir sefer okuyarak anlaşılacak bir metin değildir. Farklı meallerden okuyarak karşılaştırmak ve üzerine düşünmemiz için Allah bizlere bir akıl ve irade vermiştir.

Kur’an-ı Kerim’i Arapça okumayı öğrenme sevdamızdan Türkçe okumuyoruz. Türkçe okumayınca Arapçaya da hâkim olamayanlarımız, Allah’ın dediklerini kendi gönderdiği kitaptan değil de arada ki kişilerden öğreniyor. Samimi olanlar müstesna, ancak hoca olarak gördüklerimiz kötü niyetliyse o zaman vay halimize.

Bir defa imamlık diye bir meslek, İslamiyet’te olmaz. Peygamber Efendimiz dahi aynı zamanda ticaret yapıyordu. İmamlığın meslek olmadığı yerde bu kadar tarikat hocası nasıl geçinir? Bu organizasyonların kaynakları nelerdir?

Sakın yalnızca İslam coğrafyasında bu tür şeyler yaşanıyor diye düşünmeyin. Dünya tarihine damga vuran faşist diktatör Benito Mussolini, üvey kız kardeşiyle evlenmişti. Yine Vatikan’da yaşanan cinsel istismar vakaları dünyaca bilinen bir gerçek. Yaklaşık 40 yıldır kayıp olan, 15 yaşından beri kendisinden haber alınamayan Emanuel Orlandi’nin kaçırılmasının arkasında Vatikan’ın olduğuna dair çok güçlü belgeler ve bulgular var.

Uluslararası bu tür benzer örnekleri de uzatabiliriz. Günün sonunda baktığımızda dini kaynağından değil de insandan öğrenmeye çalışan, o insanın düştüğü yanlışların bataklığından çıkamıyor. Neydi Yusuf İslam’ın meşhur sözü “Ben Kur’an'ı okudum ve Müslüman oldum. İlk önce Müslümanları tanısaydım, asla Müslüman olmazdım. Kusursuz olan İslam’dır, Müslümanlar değil.”