Kendinle ateşkes

"Kendinle ne kadar barışıksın..." Bu lafı şu fakire söyleyen bir milyonuncu kişiye inci tanesi incisi veriyorum. Tek yapmanız gereken sosyal medyamda bir postun altına yorum bırakip 1550 adet arkadasinızi etikegjhggjjgfhj...

Tamam, sakin panik yok. Kimseye bunu yapmam, siz de kendinize yaptırmayın.

Neyse kendimle barışık
olduğum söyleniyor. Kim çikarıyor bu lafları kuzum kim? Kendimle barışmayıp ne yapacaktım? Sonuçta yüz yüze bakıyoruz. Yılların hatrı var.

Aysel teyze elli yıldır Nurettin Amca'yı çekiyor, daha "gık" demedi kadın. Ben kendimi mi çekemeyeceğim?

Aksi taktirde kendimi mahkemeye versem asarlar biliyor musun? Yazık günah değil mi bana? Daha gencim, belki düzelirim.

Hem sen daha kendini çekemiyorsan el alem ne yapmaz? İmam- cemaat içerikli fizik kanunundan bahsetmeyeyim burada.

Zaten benimki kendiyle barışma sayılmaz, bir nevi ateşkes imzalamak diyelim.

Kendimle aramızdaki antlaşma, ikinci hatasında alnından mıhlamak üzere kurulu. Allah sıradan deterjanların çıkaramayacağı lekelerden korusun.

Ayrıca hatalıysam arayın, belki bir orta yol buluruz. O zaman konu hakkindaki son söz, hayatlarımızın özetini yazan Sezen ablamızdan gelsin:

Kendini seçemiyorsun,
Bırakıp kaçamıyorsun.
Yazmadığın bir hikâyede
Uzun ya da kısa vadede
Az biraz keşfediyorsun
Öteki olabilmeyi, yerine koyabilmeyi,
Geride durabilmeyi öğreniyorsun.

Kalın sağlıcakla...