Türk örf ve adetlerine göre ortalama bir 3+1 evde, bir oda misafire, bir oda çocuğa, bir oda kumandalı babaya, kalan tek oda ise yatak yorgan ve çamaşıra zimmetlidir.
Normal akışa göre hayatımın tam olarak pembişli tontişli çocuk odası dizayn etme günlerindeyim.
Büyük başın derdi büyük olur Deli Pakizem, premmses olmak kolay mı?
Büyük gösteri gününün ertesi ve saatlerdir uyuyor. Aynı anda hem heyecandan kendini tokatlayıp hem de göğsünün ortasinda tuhaf bir hüznün çöreklenmesi.
Dükkanı her sabah 6'da açarım... Garantici patronum (kızım) beni uyandırdıktan bir saat sonra tekrar uyur. Bunun dışında tüm gün başımdadır.
Sınırlandırılmış bir mesai saatim olmadığından sabahları, akşamdan kalma bir halde, bedensel ve zihinsel gelişimim için gerekli olan değerli vitamin ve minarellerden yoksun şekilde uyanırım.
Annenizin gölgesini ne sıklıkta görürsünüz aynada? Onun çocuğu olduğunuz gerçeği en çok ne zaman oturur hayatınızin orta yerine?
Belki bugün yanıbaşınızda öpüp koklarken, belki bir telefon kadar yakın, belki bir mezar taşı başında kıvrılıp, hangi yaşta olursa olsun çok erken gidişine ağlarken...
Biz aslında iyi çocuklardık.. Beyaz dantelli yakalarımız vardı bildin mi?
O zaman analar ortamlarda öyle fenomen olurdu. Instamomlıkta zirveyi görmenin atası kabul edilir o deli işi yakalar.
Çocukluğumun hatırı sayılır günlerinin geçtiği köyde kadına "Kadın" denmezdi, ayıptı...
Anne olan kadına da "Anne" denmezdi. "Annesi, anacığı" falan.. -ı-ııhh zinhar ağzı dili bağlanır adamın ne diyosun? "Çocuğum, evladım, yavrum" gibi sakıncalı kelimeler analıkta uzatmalara gidip emekliye ayrılmaya yakın, çağayı çocuğu everme günlerinde söylenebilirdi. Çünkü öyle... Ayıp...
Bu ara suya sabuna dokunmuyorum. Zaten sabun cilde çok zararlı. Cilt bakımı, hiyolüronik asit, küllü kumralın elli tonu falan derken bir bakmışsın akşam olmuş.
Ülkeyi ben mi kurtaracağım? Yönetimde adım geçerse düşünürüm.
Minimalizmde on bilmem kaçıncı günden bildiriyorum. Bir süredir kapitalizme savaş açtığım, sadeleşmeye inceden selam çaktığım tüketim orucum yalan oldu.
Ezanı bekleyemeyip orucu hiç eden bir çocuk mahcubiyetiyle itirafımdır. Aslında ruhen ve bedenen arınma ayına denk getirmek iyi bir strateji gibi duruyordu. Ben iyiydim; fakat çevrem kötüydü.
"Bir gün biri gelip de derse sana: "Seni dünyadaki herkesten daha çok seviyorum..." Ne dersin benim nazende sevgilim?" diye sordum kızıma...
İnanırsın değil mi? İnanacaksın elbet çiceğim, biz de inandık, sus çaktırma. Birine inanmadan, -mış gibi yaparak yaşanmıyor bu canına yandığımın dünyasında.
Arkadaşım dedi ki, "Yaa Ayça niye birşey demedin? Neden bu kadar naifsin ya!"
Dedim "Önce o eli bi indir!.."Demedim öyle tabi, der miyim...Deseydim bana naif demezdi zaten.
"Kendinle ne kadar barışıksın..." Bu lafı şu fakire söyleyen bir milyonuncu kişiye inci tanesi incisi veriyorum. Tek yapmanız gereken sosyal medyamda bir postun altına yorum bırakip 1550 adet arkadasinızi etikegjhggjjgfhj...
Tamam, sakin panik yok. Kimseye bunu yapmam, siz de kendinize yaptırmayın. Neyse kendimle barışıkolduğum söyleniyor. Kim çikarıyor bu lafları kuzum kim? Kendimle barışmayıp ne yapacaktım? Sonuçta yüz yüze bakıyoruz. Yılların hatrı var.
Size biraz 'zaman' ve 'hasret' kavramlarından bahsedeceğim; çünkü bu kavramlardan hiç hoşlanmam. Fakat hoşlanmadığım şeylerden bahsetmekten hoşlanırım.
Çünkü hoşlandığım şeylerden bahsedersem o zaman onlara sahip olamadığım aklıma gelir ve işte bundan hiç hoşlanmam.
Mübarek Ramazan-ı Şerif'i kucakladığımız günlere girdik. Bu kez anne kız idrak ediyoruz bu ayı.
“Yatarken dua edeyim" dedi küçük hanım
Popüler kültürün en çok prim yapan hadiselerinden biri anne olmaksa, diğeri de "kadın" olmak...
Yeni asrın kadını mutlaka kendi ayakları üzerinde dursun, iyi eğitim alsın, plazaların bilmem kaçıncı katında çok havalı bir işi olsun.
Bugün benim 38'inci doğum günüm. Yaşımı soranlara tek nefeste yutkunmadan, duraksamadan söyleyebileceğim son yaşların habercisi...
1986'nın karlı, ama çok karlı bir gününde, istenmeyen bir gebelikten mükemmel bir insanın ortaya çıkabileceğini 81 il ve vilayete göstermek üzere 41 pare top atışıyla dünyaya gelmişim; ya da öyle olsun isterdim...