Şapkayı da alıp gitme vakti

Bu hafta ligin kaderini belirleyen maçlar oynandı. Öyle sonuçlar alındı ki sezon sonunu beklemeye neredeyse gerek kalmadı. 

Beşiktaş deplasmanda önce 1-0 geriye düştü. Ardından 10 kişi kaldı ve Fenerbahçe penaltı kazandı.

Beşiktaş için yaşanabilecek bütün kâbus senaryoları yaşanıyordu Kadıköy'de. Valencia penaltıyı kaçırdı ve işler bir anda tamamen değişti.

Beşiktaş 10 kişiyle 50 dakikada 4 gol buldu. Dile kolay. Kadıköy'de 4 gol ve 10 kişi.

Herkesin bir planı var ama Allah'ın da şüphesiz ki bir planı var. Ramazan ayında Beşiktaş için havanın bu kadar net değişmesini akılla, mantıkla, futbolun realitesiyle açıklamak mümkün değil. 

Bunu söylüyorum, çünkü Arda Güler'e çalınan bir penaltı kararı var ki inanılır gibi değil. Milyonlarca insan gördü ama Halil Umut Meler görmedi. Hadi o görmedi. Peki VAR hakemleri ne iş yapar? Önlerinde envaiçeşit ekran varken nasıl bir takımın kaderini bu kadar kolay etkileyebilir?

Hakem ve VAR hakemlerinin yaptığına alışığız. Alışık olmadığımız ise Arda Güler'in hakem kararından sonra hâlâ Onur Bulut'a pozisyonun penaltı olmadığına inandırmaya çalışması. Bak sevgili Arda, kılavuzu Mert Hakan olanın sonu Muhammed Demirci olur. O da en az senin kadar yetenekliydi. Alt ligler yeni Hagi'ler, yeni Sergen'ler dolu…

Biz senin sadece sıra dışı çalımlarını, akıl almaz paslarını görmek istiyoruz.

Oyuna bakacak olursak, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı ayıran en önemli etmen liderlik. Şenol Hoca, Jesus'a hem hocalık hem de liderlik dersi verdi.

Fenerbahçe'nin sadece kulübede değil, saha içinde de lideri yoktu. Liderimsileri vardı. Lider rolü oynayan sinema oyuncuları vardı. Ama futbol sahasında sinema rolü oynanmaz. Futbol oynanır ve Fenerbahçe gerçek bir lideri olmamasının handikabını çok yaşadı.

Beşiktaş'ta ise kaptanlık pazubandını takan Cenk, liderliği bir an için bile bırakmadı. 10 kişi kalan ve stoperi atılan her takımın iki forvetinden biri oyundan alınır. Şenol Hoca ise yaptığı hamle ile gerçek bir lider olduğunu gösterdi. Sahada kendisinin sureti olan Cenk'i de oyundan almayarak rakibe mesaj verdi. 10 kişi olabiliriz ama bu maçı istiyoruz! Nitekim oyundan almadığı Cenk, oyuna sonradan aldığı Redmond'ın iki asistiyle iki gol buldu. 

Pazar akşamından sonra Fenerbahçe sadece şampiyonluğu değil, ikinciliği de kaybetti. Takım da taraftar da mental olarak dağıldı.

Beşiktaş taarruzlarına cevap veremeyen Jesus da, Jesus'a gerekli reaksiyonu veremeyen Ali Koç da sınıfta kaldı. 

Olmuyor. Herkes değişti ama Fenerbahçe beş yıldır hiçbir kupa alamadı. Artık değişmeyen tek şeyin değişme zamanı.

Sayın Başkan Ali Koç, futbol tarihinde görülmemiş tolerans size tanındı. Şimdi şapkayı önünüze koyma zamanı. Hatta Demirel'in tabiriyle şapkayı alıp gitme zamanı…