Sayın Hakan Fidan geleceğin devlet başkanı olmalıdır

0:00/ 0:00

Değerli dostlar, değerli okuyucular…

Daha önceki yazılarımda MİT Müsteşarı Sayın Hakan Fidan’a değinmiştim.

Görev yaptığı bu kritik dönemde son derece başarılı olduğunu, halk nezdinde karşılığı olduğunu yazmıştım.

Hiçbir MİT müsteşarının bu kadar dikkat çekmediğini, kendine has karizmasıyla, cesur duruşuyla dosta güven, düşmana korku saldığını ifade etmiştim. 

Hakan Bey ile ilgili yazdığım bir önceki yazıda, kendisinin 2023 seçimleri sonrası cumhurbaşkanı yardımcısı olması gerektiğini söyledim. MİT’in kendisine bağlanması ile cumhurbaşkanı yardımcısı olmasının halk nezdinde olumlu karşılanacağını tahmin ediyorum.

Elbette şunu net bir şekilde ifade edebilirim, Sayın Müsteşar ile ilgili yazdığım yazılar tamamen kendi fikrim ve öngörülerimdir.

Elbette vatanını, milletini, devletini seven her vatandaş gibi ülkemizin geleceği adına neler olması gerektiğini düşünüyor, çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakmak istiyoruz.

Dolayısıyla Türkiye savunma sanayinde güzel bir ivme yakalamışken, bunu ekonomi, endüstri, sanayi, tarım, hayvancılık alanında da sürdürüp, süper güç olma yolunda hız kesmeden yoluna devam etmesi gerekir.

Hakan Fidan Bey, Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında en dikkat çeken, en çok güvenilen isimlerin başında geliyor.

Ben kendisinin mutlak suretle siyasete dahil olması gerektiğini ve Sayın Cumhurbaşkanımızdan sonra bu ülkenin devlet başkanı olarak yoluna devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca 7’li masanın ilk vaatleri arasında seçimleri kazanmaları halinde Sayın Hakan Fidan’ı görevden almak var!

Buna da dikkat etmek gerekir ve ona göre hareket etmek gerekir. Fidan’ın karşısında olan, PKK ve FETÖ’nün yanındadır diye düşünüyorum!

Sayın Fidan’ın gelecekte devlet başkanlığına hazırlanması gerekir.

Elbette bunu düşünmeye beni sevk eden haklı gerekçelerim var.

Türkiye jeopolitik konumu gereği etrafı denizlerle ve hainlerle çevrili bir ülke.

Terör sorunumuz var. PKK, FETÖ, DHKP-C, PYD, YPG, DAEŞ gibi örgütlerle mücadelenin kesintisiz ve kararlılıkla devam etmesi gerekir.

Hakan Bey, bu konuda görev süresi boyunca ciddi tecrübeler ve başarılar kazandı. Dış ilişkiler, diplomasi alanında yaklaşık 20 yıldır Sayın Cumhurbaşkanımız ile beraber. Uluslararası camiada bir itibarı ve güveni var. Yıpranmamış, güven duyulan bir isim.

Ve kendine has karizması ile liderlik vasfı çok yüksek. Çok düzgün bir aile hayatı sürdürdüğünü, çok ahlaklı ve pırıl pırıl bir insan olduğunu kendisini yakinen tanıyan dostlardan duyuyoruz ve öyle olduğuna inanıyoruz.

Bence çok önemli bir husus daha var; kibirli değil.

Hakan Fidan Bey kibirli değil. Mütevazi, ciddi ve ağır başlı bir karakter. Bulunduğu makam nedeniyle güç zehirlenmesi yaşamayan nadir devlet adamlarından biri. Doğal ve samimi. Siyasete dâhil olmasıyla beraber ülkede büyük bir çoğunluğun sempatisini kazanacağını ve Sayın Cumhurbaşkanımızın gücüne güç katacağını net bir şekilde ifade ediyorum.

Şimdi tam zamanı. Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı halka duyurulursa ciddi bir heyecan yaratır ve Sayın Cumhurbaşkanımıza ayrı bir değer katar.

Çünkü Sayın Fidan, kendi duruşu ve karizması ile Sayın Cumhurbaşkanımızın yükünü alabilecek, işlerini kolaylaştırabilecek, seçimlerde ivmeyi yukarı taşıyabilecek bir devlet adamı.

O sebeple şimdi tam zamanı ve siyasete mutlaka adım atmalıdır.

Her canlı gibi fani olan Sayın Cumhurbaşkanımızın kendisinden sonra yerine Sayın Hakan Fidan’ı hazırlaması gerektiği kanaatindeyim.

Sayın Cumhurbaşkanımız hariç, geriye kalan siyasi liderler arasında bir elmas gibi parlar Sayın Hakan Fidan. Bu haklı sebeplerimle iddiamı yineliyorum, Sayın Fidan seçim sonrası cumhurbaşkanı yardımcısı olmalıdır.

Ahmet Davutoğlu’nun böyle bir girişimi olmuştu. Fakat o dönemde bu Sayın Erdoğan’a ihanet olacaktı. Zamanlama ve siyasi konjonktür müsait değildi.

Ama şimdi bizzat Sayın Erdoğan ile bu hamle yapılmalı ve Sayın Fidan geleceğe hazırlanmalıdır.

Medyadan yakın zamanda takip ettim, Süleymaniye’ye PKK’nın yerleşmeye çalıştığını ve ikinci Kandil yapılmaya çalışıldığını duydum.

Sayın Hakan Fidan’ın da Kubat Talabani’yi çağırdığını ve sert uyarılarda bulunduğunu öğrendim.

İşte bize sert, cesur ve seri manevralar yapan devlet adamları lazım. Tebrik ediyorum.

“Cem Ersever’in İtirafları” adlı kitapta, Ersever’in Talabani ailesi ile ilgili söylediklerini ben buradan yazmayacağım, siz buyurun okuyun. O zaman durumu daha iyi tahlil edeceksiniz.

Sözün özü şu, Hakan Fidan gelecek adına umut veriyor ve iyi değerlendirilmelidir.

Ben bu seçimlerde Hakan Fidan’ın olduğu tarafta olacağım, Selahattin Demirtaş’ın olduğu tarafta değil.

Bakalım Mevla neyler, neylerse güzel eyler.

Son sözüm değişmez:

Allah vatana, millete zeval vermesin.

Vesselam…