Şizofreni bir cezalandırılamama sebebi olamaz!

Katil zanlısının avukatı aynı zamanda annesi. Sanık müdafii olarak beyanında oğlunun şizofreni olabileceğinden bahsediyor. Yani akıl sağlığı yerinde değilse ve yaptığı eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını kavrayamıyorsa katil cezalandırılmayacak. Ben ise buradan haykırarak söylemek istiyorum. Şizofreni nedeniyle cinayet işlemek kocaman bir yalan!

Şizofreni hastaları da diğer katiller gibi cinayeti işlerken her şeyin en ince detayına kadar farkındalar. Geçmişte ki kadın cinayetlerinin katil zanlılarını gözlemlerseniz göreceksiniz. Başak Cengiz cinayetinde de katil, sinsice yaklaşıp kılıcı saplıyor, cinayeti işlemeden önce de hep çevresini kontrol ediyor, biri görüp müdahale edecek diye tedirginliği hat safhada. Biri görüp kendisine doğru yaklaşınca toz oluyor. Bizim psikopat sandığımız bu katil ruhlu şizofrenler aslında kedi gibi korkaktırlar. Saldırmak için hep kendilerinden zayıf birini seçerler. Cinayeti ise en ince ayrıntısına kadar planlamadan asla işlemezler.        

Kimse yanlış anlamasın. Şizofreni diye bir hastalık yok demiyorum. Cinayetlerin sebebi şizofreni değil. Sanılanın aksine gerçek şizofrenlerin çoğu diğer insanlar için pek tehlike de saçmıyor. Benim meselem şizofreni gibi akıl hastalıklarının cinayet vakalarında istismar edilmesiyle. Şizofreni gerekçesiyle cinayet işlediğini iddia edenler emin olun ne yaptığının fazlasıyla bilincinde. Hatta öldürdüğü kişinin paniğe kapılmasından, korkularından, acı çekmesinden besleniyorlar. Bu tipler sadece şizofreni hastalığını istismar ediyor ve buna sığınıp ceza almamaya çalışıyor.

Bütün psikopat geçinen ve kadın cinayeti işleyen alçakları inceleyin. Hepsi plan yapmayı, olay yerinden kaçmayı ve yalan söylemeyi çok iyi biliyor. Ted Bundy’si de aynı Cem Garipoğlu’su da! Hatta bu konularda diğer insanlardan daha sinsi ve planlı hareket ediyorlar. Cinayetin planlanmasında, cinayet anında ve sonrasında hareketleri gayet bilinçli, yaptıklarının hukuki anlam ve sonuçlarının tamamıyla farkındalar.  Cinayet anında bir bilinç kaybı, ne yaptığını bilmeme durumu yok. Pek çok psikoloğunda benimle aynı paralelde onlarca makalesini bulabilirsiniz bu konuda. Örneğin Amerika’da şizofreni bir cezalandırılmama sebebi değil. Şizofren olup cinayet işleyen ve idam edilen pek çok katil de var.

Sakın bana Avrupa’yı örnek göstermeyin. Çünkü orada durum bizlerden daha vahim! Sanılanın aksine Avrupa ülkelerinde kadın cinayeti oranları kat kat fazla. Örneğin Katar’da her yüz bin kadından 0.38’i öldürülüyorken, İngiltere’de 1.20’si öldürülüyor. Bahreyn’de her yüz bin kadından 0.52’si öldürülüyorken Litvanya’da 4.57’si öldürülüyor.  Modernizim ile övünen Avrupa’da, geri kalmış denilen Orta Doğu ülkelerine göre kadın cinayetlerinin fazla olmasının anlamı çok açık. Ceza hukukunun amacı caydırıcılık mıdır yoksa sanığı topluma kazandırmak mı? Avrupalı aydınlar bu sorunun cevabını topluma kazandırmak olarak görüp hukuk kurallarını bu temel üzerine yazdılar. Ortadoğu ülkeleri ise İslam Hukuku’nun etkisinde kısas ile hep caydırıcılık tabanlı, ağır cezaları benimsediler. Caydırıcılık temelli anlayış Amerika’da da yer buldu. Kadın cinayetlerinin istatistiklerine baktığımızda ise caydırıcılığın çok daha etkili olduğu çok açık.   

Tekrar vurgulamakta fayda var. Ben şizofreni diye bir hastalık yok demiyorum. Ama kimse şizofreni sebebiyle kadın öldürmüyor. Kadın öldürme isteği olan alçaklar şizofreniye sığınıp cezadan kurtulmaya çalışıyor!