Koronavirüse karşı miniklere ‘paylaşmama’ eğitimi

Yüz yüze eğitimin başlaması ile anaokulu ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerine bulaş riskini önlemek amacıyla ‘paylaşmama’ eğitimi veriliyor. Minik öğrencilere sınıfta en yakın arkadaşı dahi olsa kalem, defter, silgi hatta maskelerini paylaşmamanın önemi anlatılıyor.

Okul öncesi ve ilkokul 1. Sınıf öğrencileri için yüz yüze eğitim başladı. Koronavirüs salgını nedeniyle veliler endişeli olsa da çocuklarının öğretmenleriyle buluşmasını istiyor. Bu noktada okullarda çocukların bireysel olarak alacakları önlemler büyük önem taşıyor. Ebeveynler ve eğitimciler ‘paylaşmak güzeldir’ diyerek yetiştirdiği miniklere bu sıralar çok alışık olmadığımız uyarılarda bulunmak durumunda. Bulaş riskini önlemek amacıyla minik öğrencilere, sınıfta en yakın arkadaşı dahi olsa kalem, defter, silgi, maskelerini paylaşmamanın önemi anlatılıyor. Uğur Okulları PDR ve AR-GE'den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin bu süreçte ailelere ve okul yönetimlerine büyük iş düştüğünü söyleyerek çocukların özel eşyalarına, maskelerine kendilerine ait semboller koymalarını öneriyor. 

Sadece defter ve kitaplara değil maskelere de etiket   

Uzun bir sürenin ardından okullar açıldı. Öğrenciler için yüz yüze eğitim başladı. Bu süreçte ilkokul düzeyindeki çocukların kalem, defter, silgi, hatta maske gibi eşyaları değiş tokuş etmeleri enfeksiyon riskini arttırır mı? sorusunu gündeme getirdi. Virüsün bulaş riskini azalmak için miniklere bu kez ‘paylaşmanın önemi’ yerine ‘kişisel eşyalarını paylaşmama’ uyarıları yapılıyor. Çocuklar kalem, defter, silgi ve maskelerine kendilerine ait sembollerle belirlemeli diyen Uğur Okulları PDR ve AR-GE'den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin, “Bu yaş gruplarının en önemli özelliklerinden biri birbirleriyle temas edip alışveriş yapmak istemeleri. Özellikle oynadıkları oyunlara baktığımızda sürekli olarak dokunmalı oyunlar söz konusu.  Bu anlamda sınıflarda öğretmenler tarafından doğru kurallar koyulmalı. Bu süreçte öğrencilerimiz birbirleriyle malzeme temasında bulunmayıp değiş tokuş yapmamalı. O nedenle önerimiz çocuklarımızın kalem, defter, silgi ve maskelerine kendilerine ait sembollerle belirlemeli. Bu çocukta aidiyet kavramını pekiştirmiş olacak” şeklinde konuştu. 

Aileler öğretmenler ile ortak dil kullanmalı 

Çocukların kuralları içselleştirmesi için anne ve babanın okulları destekler davranması gerektiğini vurgulayan Sezgin, sözlerine şöyle devam etti: “Yedi yaşındaki bir çocuk hayatı anne ve babasının gözünden görür. Bu anlamda anne ve babanın koymadığı kuralı okul koyamaz. Okul süreci sadece idare eder. Bu anlamda çocukların bu kuralları içselleştirmesi için anne ve babaların okulları destekler davranması gerekir. Kalem, silgi, kalem tıraş, maske gibi eşyaları çocukların okul ortamlarında paylaşma oranları yüksektir. Bu anlamda malzeme alışverişi salgın tehlikesi geçene kadar yapılmamalı. Çocuklarımıza sınır koymak gerekiyor. Bu sınırları sadece sözel olarak değil, görsel olarak da uygulamak gerekiyor” diye konuştu. 

“Öğretmen çocukların hem hemşiresidir hem annesidir hem de arkadaşıdır” 

Ailelere, öğretmenlere ve okul yönetimlerine çok iş düştüğünü belirten Sezgin, “Bizler önemli bir süreçten geçiyoruz. Çocukların en çok hareket ve temas etmek istedikleri bir dönem. Bu süreç içeresinde öğretmenlere okul yönetimlerine ve ailelere çok iş düşüyor. Türkiye’nin her yerinde okullar aynı koşullarda değil, farklı farklı fiziksel koşullarda.  Öğretmenler çocuğa sadece bir şeyler öğreten kişiler değildir. Öğretmen aynı zamanda çocuğun hem hemşiresidir hem annesidir hem de arkadaşıdır. Bütün okul idarecilerinin bu konu ile ilgili sorumluluk alması gerekiyor. Her okulda hemşire olmayabilir. Okullardaki diğer personeller bu kuralları sık sık hatırlatmalı” ifadelerini kullandı. 

Çocuklar kalem, silgi, defter ve maskeleri yedekli bulundurmalı 

“Pandemi döneminde önceliğimiz sağlık ama eğitim de olmazsa olmazımız” okul hemşiresi Emine Aksoy ise şunları söyledi: “ Bizler de bu süreçte elimizden geldiğince çocukların birbirleriyle malzeme alışverişi yapmalarını engellemeye çalışıyoruz. Çocuklara sık sık yapmamaları gereken şeyleri anlatıyoruz. Bu nedenle her çocuk kendi malzemelerini kullanmalı. Özellikle ailelerden kişisel araç gereçleri yedekli bulundurmalarını istiyoruz” 

Çocuklar ilk günden değiş tokuş kuralını benimsedi 

Birinci sınıf öğrenici Poyraz Kemal Uzun okulların açıldığı için mutlu olduğunu söyleyerek, “Okullar açıldığı için mutluyum. Ama sınıflarda birbirimizle kalem, silgi, defter, maske alışverişi yapmayacağız. Ellerimizi sık sık yıkayacağız" dedi. Nehir Kulaber ise “Okullarda kimseye eşyalarımızı vermemeliyiz. Kalem, silgi, defter ve maske gibi özel eşyalarımızı değiş tokuş yapmamalıyız. Ellerimizi bol bol yıkamalıyız. Sonrasında ellerimize kolonyalarımızı dökmeliyiz” ifadelerini kullandı.