Ağzını Aç da Bir Sevdiğini Söyle

Gökyüzü öyle bir kuruldu ki; âşık olanlar konuşacak, konuşmayanlar da sabaha kadar “acaba yazsam mı” diye tavana bakacak. Merkür’le Güneş İkizler burcunda el ele vermiş, “hadi bakalım kim kimi kandırıyor” diye yukarıdan bakıyorlar. Yani laf ustalarının zamanı. Ama burada bir uyarı; Lafla peynir gemisi yürür mü? Yürür! Ama laf doğruysa, samimiyse, yalandan "canımsın" deyip sonra ortadan kayboluyorsan bu gökyüzü seni hemen ifşa eder.

Kadınla erkeğin arasında şu aralar tam bir flört yarışı var. Erkek “selam” yazıyor, kadın 3 saat bekletip “ne var” diye cevap veriyor. Kadın "çay içelim" diyor, erkek "bakalım" deyip story’den bir başkasına kalp atıyor. Herkes birbiriyle yarışta ama kimse starta basmıyor. Oysa bu hafta netlik haftası. Seviyorsan yaz, yazıyorsan dürüst ol, dürüstsen kaçma. Bırak o eski “tripli” oyunları. Şifreli konuşmalar devri kapandı. Direkt ol, rahat ol, tatlı ol ama “napıyon”la da başlamayalım her muhabbete, rica ediyorum.

Aşkta yeni bir sayfa mı açmak istiyorsun? Önce geçmişi çöp kutusuna gönder, sonra da “geri dönüşüm kutusu”ndan da sil. Her "ne yapıyorsun" mesajına geri dönersen o kişi zanneder ki hâlâ ona mecbursun. Değilsin! Gökyüzü diyor ki;” Kalbini aç ama eski sürüm değil, güncellenmiş versiyonunla gel.” Bu hafta yeni insanlarla tanışmak, eskiye gülüp geçmek için ideal. Ama tanıştığın kişiye üç gün boyunca "online" olup yazmazsan, gökyüzü de sana küser benden söylemesi.

Sonuç ne mi? Aşk dolu bir hafta kapıda. Ama bu aşk; içli köfte gibi. Dışı sertse kimse uğraşmaz, içi boşsa zaten kimse almaz. O yüzden ne yapıyoruz? Kendimiz gibi oluyoruz. Hoşlandığımız kişiye lafı dolandırmadan yazıyoruz. Gülümsetiyoruz. Samimi oluyoruz. Kalbimizi açıyoruz ama kapıyı açık bırakmıyoruz. Çünkü aşk, bu aralar doğru kelimeyi kullananın yanında. Gerisi zaten... hikâye.