Her kibar erkeği prenses zannetme!
Bu zamana kadar prenses erkeklerden çok fazla yakındık. Ama kaçırdığımız bir nokta var: Bizler kibarlıkla prensesliği karıştırıyor olabiliriz.
Hayatındaki kadına ince davranmak, görgü kurallarına uymak, romantik olmak ile prenses erkek olmanın uzaktan yakından alakası yok. Sorumluluk alan, trip atmayan, küsmeyen ama sevdiği insana çiçek alan, onunla eğlenirken çocuklaşmaktan korkmayan erkekleri ‘prenses’ diye yaftalamak herhalde günümüz erkeklerinin ‘prenses’ kavramını çıkaranlardan aldığı bir intikam olsa gerek.
Yani bizler ‘prenses erkek istemiyoruz’ dediysek, mağarasından çıkamamış dağ ayılarını da bir zahmet eril diye karşımıza çıkarmayın. Kadınlara değer göstermeyen, duygu dilinden anlamayan, incelikten nasibini almamış her adamı ‘Ay bu prenses değil en azından’ diyerek bağrımıza basmak zorunda değiliz. Höt höt davranan, kadın ruhundan zerre anlamayan adamlar eril erkek olmuyorlar sevgili kızlar; sadece ayı oluyorlar.
O anda size çekici gelen o maçoluk maskesi, yarın hayatınızın en ağır yüküne dönüşebilir. Çünkü bağıran, azarlayan, yok sayan adam ‘erkek’ değil, sadece kontrolsüzdür. Bizler ne istediğini bilen, istediğini almak için çaba gösteren, kırmayan, net erkeklere eril erkek diyoruz. Eril olmak kaba olmak anlamına gelmiyor; tam tersine, kibarlığı taşıyabilmek, kendine güvenen bir adamın göstergesidir.
Her kibar olan prenses değildir, her kabalık da eril değildir. Ne yazık ki biz bu kavramları fena halde karıştırıyoruz. Sonra da hem ilişkilerde karşımızdakini anlamakta zorlanıyoruz hem de gerçekten duyarlı ve incelikli biriyle karşılaştığımızda bunun kıymetini bilemiyoruz.