Her şeyi baştan deneyecekler; Gezi operasyonu dâhil!

Ve başladılar; milletin Erdoğan’dan vazgeçmeyeceğini görenler topyekûn saldırmaya başladılar.

Şimdi tüm uyuyan hücreleri uyandırarak gelecekler.

Denenmiş her şey baştan ve yeni versiyonlarıyla sahneye sürülecek!

“Eksikler var” demek normaldir. Fakat “Devlet yok” diyenler acaba hangi devletlere çağrıda bulundu, iyi düşünün! Artık “darbeden” de ümidini kesenler “neye ve kimlere” ümit bağladılar?

“Bu ülkede bir daha darbe marbe olmaz kardeşim” diyenler 15 Temmuz darbe kalkışmasında ortadan sıvıştılar!

Depremde kaybettiğimiz canların yasını bile tutmamıza izin vermediler. Daha enkaz altında insanlar varken “Seçimi vaktinde yapacaksınız” dediler. Oysa seçimden kaçan yoktu! Seçim hesabı yapan yoktu! Bunu söz konusu eden de yoktu!

“Bülent Arınç” mı?

Kendisi AK Parti’nin sözcülük vasfındaki yetkilisi değil; biz de değiliz!

Hükümetin bütün bakanları deprem şehirlerinde çalışırken, AK Parti’nin ve MHP’nin ilgili kuruluşları varken “hükümetin sözcülüğünü” bir gazetecinin yahut partilerde yönetici vasfı olmayan bir siyasetçinin yapacağını düşünmek siyaset bilmezliktir! Yahut işlerine böyle gelmişliktir!

Ekibiyle beraber büyük bir hızla çalışan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum; “534 bin bağımsız bölümden oluşan 173 bin binanın yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğunun tespitini yaptık” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mart başından itibaren 200 bin konut ve 70 bin köy konutu olmak üzere 270 bin aileyi ev sahibi yapmak için bismillah diyeceklerini belirtti. Yani yıkılan binaların, konutların yarısı hemen mart başından itibaren inşa edilmeye başlanacak.

Bunun üzerine hiç kimse “yapamaz” demedi.

“Yaparsa Erdoğan yapar” sesleri yükselince muhalefetin şalteri atıverdi.

Ayrıca İsrail’den İngiltere’ye, ABD’den Almanya’ya kadar Türkiye’yi rakip gören tüm ülkeler “Eyvah, beslediklerimiz ve fonladıklarımız yine başaramayacak” kaygısına düştü. Birileri “dıj güjler” diye dalga geçse de terör örgütlerini besleyenlerin hangi ülkeler olduğu gizli saklı değil!

“Eğer bu hükümeti deprem de deviremiyorsa yine kazanırlar” mantığı fondaşları fena esir aldı. Çok kirli bir mantık! Oysa CHP seçmeni, HDP seçmeni fark etmez, kimliği, ırkı ve dini inancı fark etmez; her vatandaşın evi yapılmalı, yapılacak! Depremden “siyasi medet” ummak ne kötü!

Şimdi her şeyi baştan deneyecekler!

Cumhuriyet mitingleri, Gezi Parkı olayları, 17-25 Aralık gibi denenmiş girişimler şimdi yeni versiyonlarıyla sahaya sürülecek.

İlk işaretlerini bir futbol maçında gördük.

Hangi futbol takımının taraftarı izlemeye gittiği maçta mesela; “Kılıçdaroğlu aday olmasın” diye slogan atar yahut “Hükümet istifa” diye bağırır.

“Fenerbahçe, Galatarasay, Beşiktaş” moral bulsun ve şampiyon olsun diye slogan atılır. Sonra tekmil-i birden birleşerek, “Türkiye” sloganıyla “milli takımları” destekler!

Burada “önceden tasarlanmış” bir plan var.

Bu plan Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş taraftarlarını bağlamaz!

FETÖ’nün son kriptoları yeni eylemlere girişebilir.

PKK elebaşları Kandil’den açıkça “Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli tekrar seçimi kazanırsa biteriz” diyorlardı. Açın izleyin videoları...!

Bu sebeple “son kozlarını” oynayacaklar!

Deprem olur olmaz TSK’yı topyekûn sahaya çağıranların amacı neydi?

Artık birilerinin “zihin yapıları” giderek mankurtlaştı!

“Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin” mantığından “Erdoğan gitsin de isterse ülke işgal edilsin” diyen bir klik/yapı oluşmaya başladı!

Kararı Allah nasip ederse 14 Mayıs’ta millet verecek!

“28 ŞUBAT, GAME OF THRONES”

Sakallı birine cübbe ve sarık giydiriyorlar.

Mütedeyyin insanların da itiraz edeceği “sapık şeyler” söyletiyorlar.

Sonra sağda solda bu kişi veya kişiler üzerinden İslam’a kin kusuyorlar.

Ortam hazır hale gelince de “Bunların sebebi hükümettir” diyerek topyekûn saldırıyorlar.

Oysa kıyafeti veren de bunu yapan da kendileri! Yapılan eylem “yapan kişiyi” bağlar!

28 Şubat oyunlarına dikkat edin, ofis çocuklarına karşı uyanık olun!

Her planı devreye sokabilirler!

“AKŞENER BAŞINDAN BERİ HAKLIYDI”

Meral Akşener, iki yıldır “ortak aday” için çabalıyor.

Ancak bütün çabaları bizzat ortakları tarafından çöpe atıldı. İyi Parti’yi âdeta “aparat” gibi görmek isteyen CHP’ye karşı sonunda patlayan Akşener açtı ağzını, yumdu gözünü!

Eğer Akşener’in zihnindeki yol haritası uygulansaydı “aday” çoktan açıklanmıştı! Yine başaramazdı, ama bir yol haritası olurdu.

Artık geç!

Şu saatten sonra şapkadan tavşan çıkmaz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yol haritası 20 yıldır belli; depremden sonra da yılların birikimini sahaya yansıttı, olumlu toplumsal dönüşler aldı.

CHP ve İyi Parti tabanı için bile “umudun adı” Erdoğan oldu.

6’lı masanın adayı meydanlara çıkıp ne diyecek?

Hayır, aday da yok zaten!

Önümüzdeki günlerde eğer bir siyasi kırılma yaşanacaksa bunu ancak Meral Akşener ve ekibi yapar; yönleri nasıl olur bilmiyorum.

Bunun dışında siyasette bir yön değişikliği olmayacaktır.

“CUMHURBAŞKANI’NIN SÖZLERİ NASIL ÇARPITILIYOR?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, polis araçlarını ve otobüs duraklarını Gezi Olayları’nda yakanlara “sürtük” dedi; “Kadınlara diyor” dediler.

Türkiye’yi küçümseyerek “Bu ülkeyi terk ediyorum” diyenlere “Giderlerse gitsinler” dedi; “Doktorlara ve mühendislere söylüyor” dediler.

Devlete iftira atarak “Devlet yok, yemek dağıtılmıyor” diyenlere “Adi, ahlaksız, namussuz” dedi; “Depremzedelere diyor” dediler.

İşte bunlar fondaşlar, işte bunlar algı operatörleri, işte bunlar ofis çocukları!

SON SÖZ: Bir Filistin atasözü ile bitiriyorum; “Ülkenizin aslanlarına sahip çıkın, yoksa düşmanın köpeklerine yem olursunuz.”