Irak’ta yaşanan o helikopter vukuatı üzerinden…

ABD’liler tarafından geçtiğimiz aralık ayında Suriye’nin kuzeyi Ayn el Arap’ta (Kobani) çok ilginç bir görüşme gerçekleşmişti. Irak/Süleymaniye merkezli KYB/YNK Başkanı Bafil Talabani ile PKK’nın Suriye ayağı YPG/PYD’nin elebaşı Mazlum Abdi, ABD’nin DAESH’le Mücadele (CJTFOIR) Komutanı Tümgeneral Matthew McFarlane sponsorluğunda görüşmüştü. O görüşme sonrası Bafel Talabani yaptığı açıklamada, “Rojava ile ilişkilerimiz elbette devam edecek ve daha da gelişecek. Bekamız birlik olmamıza bağlı” mealinde cümleler kurmuştu.

Bu görüşme ve yapılan açıklamaların anlamı neydi?

Bir nirengi noktası olarak karşımıza çıkan ve bilinçli olarak servis edilen bu görüşme, öncesinde ve sonrasında yaşananlarla birlikte ABD’nin bölgede yeni bir gerçeklik yaratma peşinde olduğunu göstermişti. ABD uzunca bir süre (Türkiye’nin de meşru kabul ettiği ve siyasi çözüm (Cenevre) süreçlerinde de yer verdiği) Barzani-KDP çizgisindeki Suriye Ulusal Kürt Muhalefeti (ENKS) ile PKK’nın Suriye kolu YPG/PYD’yi bir araya getirmeye çalışmıştı. Bunu başarırsa, süreci geliştirecek, Suriye’nin kuzeyindeki meşru kabul edilen ENSK ve terörist yapı YPG/PKK’nın bu entegrasyonu üzerinden Suriye’nin kuzeyi ile Irak’ın kuzeyini kendi politik emelleri çerçevesinde ve güdümünde birleştirmek ve bir sonraki adıma geçmek isteyecekti. Ancak yıllara yayılan bu süreçten istediği sonuçları çıkaramamış ve artık yeni bazı oluşumların peşine düşmüştü. Bu bağlamda gerçekleştirildiği değerlendirilen Talabani/Abdi görüşmesi, bunun üzerinden verilen fotoğraf ve mesajlar son derece anlamlıydı. Hem Türkiye’ye hem de KDP’ye bir şeyler söylenmek istendiği açıktı.

Yazının konusu; ABD’nin güdümünde yapılan bu Bafıl Talabani/KYB-Mazlum Apti/YPG görüşmesi önemliydi ancak, görüşmeyle birlikte bir başka ayrıntı daha vardı. Irak’tan Suriye’ye getirilen ve Irak’a tekrar gidecek olan KYB Başkanı Bafıl Talabani nasıl transfer edilmişti? Batıl Talabani bir uçağın önünde verdiği pozla bunu açıklığa kavuşturmuştu. ABD’liler onu ABD Ordu malı bir C-130 kargo uçağı ile Irak-Suriye arasında götürüp getirmişti.

O zaman bir soru daha soruldu. Eğer ABD, Irak ve Suriye arasında DAESH’le mücadele mazaretiyle Talabani’yi Irak’tan-Suriye’ye, Suriye’den-Irak’a götürüp getiriyorsa, aynı muameleyi başka kimlere yapıyor ve DAESH’le mücadele kisvesi altında daha başka neler yapıyordu? Örneğin bunların içinde YPG/PKK’lı teröristleri de taşımak var mıydı?

Tam bunlar merak konusuyken, 15 Mart 20.40’da Irak, Dohok/Çemelka’da bu helikopter kazası yaşandı.

Aslında Türk kamuoyu, en azından süreçleri takip edenler Çekiç Güç ve işgal dönemlerinde ABD’nin bölgede benzer işler yaptığını, geliştirdiği asimetrik ve örtülü faaliyet ve ilişkilerinde ABD helikopterleri ve diğer sivil-özel şirket-resmi ve ordu malı araçlarını nasıl kullandığını anımsarlar. O yüzden bu helikopter muhabbetinde çok şaşırılacak bir durum yok. Tabii bir ince detayla… O yıllarda helikopterlerin tasarrufu ABD’ye aitti. Şimdi ise o tasarrufun KYB ve YPG/PKK’ya sunulduğu gözüküyor.

15 Mart 2023 akşamı birbirine çarparak düşen helikopter vukuatı ile ilgili muhakemeye yarın gireceğim, ama bu helikopter hikâyesi üzerinden çok daha önemli bir konuya dikkat çekeceğim.

Çünkü bu KYP-YPG/PKK iltisaklı helikopter kazasında, "biraz önce yukarıda bahsettiğim" dikkat çekilmeye, etki ve inisiyatif geliştirmeye muhtaç son derece önemli bir detay var: Irak ve Suriye üzerinden bütün bölgeyi sarsacak yeni bir ABD-KYB-PKK/YPG ve diğer bileşenler denklemi.

Tabii başarabilirlerse…

Proje görebildiğim kadarıyla basitçe şu:

KYB’nin kontrol ettiği Irak’ın kuzeyindeki Süleymaniye merkezli Soran alanları ile YPG/PKK’nın Suriye’de kontrol ettiği Kamışlı/Haseke/Şeddade merkezli alanları Irak’taki bazı tartışmalı bölgeleri de içine alacak şekilde, bu tartışmalı bölgeler üzerinden birbirine bağlamak. Mümkünse birbirine entegre etmek, politik bir bağ, alan bağlamlı bir bütünleşik yapı oluşturmak. Bu yola KDP’yi de baskı altına alarak güdümlü çözüme dâhil ve razı etmek.

Kolay mı?

Elbette çok kolay değil. Ama 100 yıl önce Atatürk’ün ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin mukavemeti nedeniyle yarım kalan o projeyi bugün gerçekleştirmek için uygun ortamı yakaladıklarını düşünmeleri de boş değil.

***

Irak’taki KYB alanları ile Suriye’de YPG/PKK’nın musallat olduğu alanlar arasında bir boşluk varmış gibi gözükse de…

YPG/PKK, yuvalandığı Irak/Soran’ın dağlık alanları-Süleymaniye ile Suriye/Yarubiye-Şeddade-Haseke-Kamışlı ve Suriye’nin çöllük alanları arasında Çemçemal-Kerkük-Geyyare-Mahmur-Sincar üzerinden dağılım/toplama hattını çoktan kurulmuş ve ana lojistik ve transfer damarı olarak zaten hayata geçirilmişti.

Böyle olunca Kerkük ve Sincar başta Irak’taki tartışmalı bölgelerde YPG/PKK’nın ve KYB’nin faaliyetlerine bakıldığında sürecin ciddi anlamda geliştiğini görmek mümkün. TSK ve MİT’in, özelde de Türk SİHA’ların baskısı ve değiştirip/geliştirdiği terör siyaseti ve stratejisi çerçevesinde PKK baskı altında kaldığı bu bölgeyi seyrelterek çok daha güneye kaymış, Süleymaniye merkezli Soran bölgesinde geniş alanlı ve tabanlı sinsi planını uygulamaya koymuştu.

Burada bölgede yuvalandığı Asos-Şaho gibi dağlık alanlardan ziyade yerel yöneticilerden de destek alarak meskûn mahallerdeki yuvalanmasına dikkat çekmek gerekiyor. Süleymaniye dâhil Soran bölgesinde artık çok rahat hareket ettiklerini ifade ederek burada özel bir alana konsantre olalım: Germiyan ve Keler.

Yerel kaynaklar Germiyan ve Keler’in tam bir YPG/PKK terör kovanına dönüştüğünü aktarıyorlar. Irak merkezli bu coğrafyada Tevgera Azadi (sözde Özgürlük Hareketi) ismiyle terörist bir yapılanma ve yuvalanmaya giden YPG/PKK’nın, Bafıl Talabani’nin kontrolündeki bu bölgede yoğunlaştığı, 20 civarında üs kurduğu ve birçok yerel/bölgesel yöneticiden destek aldığını ifade ediyor.

Zaten bu helikopter hikâyesi de KYB-YPG/PKK arasındaki ilişkinin ne kadar geliştiğini gözler önüne seriyor. 

Germiyan ve Keler Türkiye’de pek bilinmese de bizi çok ciddi ilgilendiren bir alana dönüştüğü artık anlaşılması gereken bir gerçek. Süleymaniye’nin kuş uçumu 70 km güneyinde yer alan Germiyan ve Keler, demografik yapısı bozulmuş Türkmen Tuzhurmatu İlçesinin 60 ve güzel Kifri’nin 30 km kuzeydoğusunda yer alıyor. Böyle olunca işin içinde Kerkük, Kerkük üzerinde oynanan oyunlar ve Kerkük petrollerinin olduğunu söylemeye, bilmem gerek var mı?

***

Acaba sonraki safhalarda ne var? Sanırım malumunuzdur ya da olmalıdır. Türkiye’deki siyasi süreçleri manipüle etmeyi başarmış PKK’nın siyasi kolu ve Türkiye’deki angajeler üzerinden süreçlerini işletmek. Niyet ve hedef bellidir.

Bu noktada Türkiye’deki siyasi gelişmeler ile Suriye ve Irak’taki bu gelişmeler arasındaki paralelliğe dikkat çekelim ve yarın "konu bağlamlı" şu helikopter işine de değinmek üzere bugünlük bitirelim.