Kılavuzu karga olanın...

Meşhur bir atasözüdür. Başlıkta attım ama devamını getirmek siz değerli okurlarıma ve tv100 gibi kıymetli bir basın organına saygısızlık olur.

Ancak bu hafta spor basınında tam olarak bunun tipik bir örneğini yaşadık. Birazdan detaylı anlatacağım.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu hafta da diğer haftalarımızı aratmadı. Çok şükür. Yine futbol dünyamız, bitmeyen kış günleri gibi kaotik havasını devam ettirdi. 

Yüz yıllık camialarımızın yöneticileri yine kıraathane abilerini aratmayacak, Kurtlar Vadisi replikleriyle birbirlerine gerekli cevapları verdiler.

Ben bir yayıncıyım. Bu puslu hava benim işime gelir. İzlenmelerim ve reytingim artar. Toplumsal olarak futbolumuzun gelişimi ise maalesef bu zihinlerle geriye sarar.

Ortalığın böyle karıştığı, yöneticilerin demeçleri peşi sıra verdiği haftalarda kraldan çok kralcı olan bazı spor medyası mensupları var. Onları bu ortamlarda izlemek ayrı bir keyif.

Nasıl kendi seviyelerini aşağı indiriyorlar ben izlerken şaşırıyorum.

Tabii aralarında bu tür alengirli işlere dâhil olmadan sadece tuttuğu takıma sempati duyma içgüdüsü ile hareket eden gazeteciler de var.

Bunlardan birisi de Serdar Ali Çelikler. Çelikler son yıllarda spor medyasında saygınlığını her geçen gün arttırıyor. Hem dijital mecralarda hem Habertürk’te çok önemli işlere imza atan, benim de yakından takip ettiğim bir gazeteci. 

Günlerdir Galatasaray ve Fenerbahçe arasında geçen gerginlikten bazı nifakçılar beslenmek isterken, Kerem Aktürkoğlu ve Oliviera arasında antrenmanda bir kavga yaşandığını ve bunun da Galatasaraylı muhabirler tarafından medyadan gizlendiğine dair bir iddia ortaya attılar. 

Sözden önce sahibine bakmak gerek. Bu haberi ortaya atan meczup, yalancı, iftiracı, aşağılık bir insan. İsmini verip köşemde meşguliyet yaratmak istemiyorum.

Serdar Ali Çelikler’de bu kişiyi kaynak göstererek Kerem ve Oliviera kavgasına değindi. Ancak atlanılan bir şey vardı. Kerem Aktürkoğlu dört gündür Riva’da milli takım kampındaydı. Yani tamamen yalan bir haberdi. 

Kraldan çok kralcı olanlar, yöneticiler ile kirli işlere girip kalemini satan nifakçılar ortalığı karıştırmak için böyle bir yalan ortaya atmıştı.

Tabii olan da bu arada Serdar Ali Çelikler’e oldu. Yel kayadan sadece toz alır. Çelikler saygın işlere imza atmaya devam edecektir.

Ancak bu haberi yapan ve bu zihniyete sahip olan nifakçı, kalemini satan kişiler spor medyasından temizlenmedikçe futbolumuzda rahat olmaz.

Futbol takımlarımız çok güçlü bir sivil toplum kuruluşları aynı zamanda. Bu güç, kontrolsüz bir güce dönüşünce amacından sapan, adaletsiz ve sert açıklamalar çok oluyor.

Saygınlığımızı arttırmak, ligimizi daha izlenir bir hale getirmek için otoriter bir Türkiye Futbol Federasyonu yapısı kurmak şart. Her kulüp, toplumsal karşılığı sebebiyle var olan manevi gücünü kullanıp, sınırları zorlamaya kalktıkça bir arpa boyu yol alamayacağız.