Bu söz Mustafa Kemal'e ait…
“Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim" diyor ve bence de çok doğru söylüyor.
Sadece Almanya değil; Fransa, ABD, İngiltere, İsveç gibi “bana mısın demeyen" ülkeler de enkaza dönerdi.
Çünkü 1940 ortasından sonra Almanya'da ve bu ülkelerde hiç darbe olmadı.
Ağustos da bitmek üzere…
Benim en sevdiğim mevsim olan “yaz ayları” yavaş yavaş yerini sonbahara bırakacak; ama her mevsimin kendi güzelliği var. Yazın bir ağacın serin gölgesinde oturmayı, kışın kar yağarken gökyüzünün altında elimde çay yahut kahve bardağıyla sessizce beklemeyi ve bardaktan çıkan buharı çok seviyorum.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, uzun süre “Bay Kemal” diye diye en sonunda Kılıçdaroğlu’na “Evet, ben Bay Kemal’im” dedirtmişti.
Sonra “Bay Bay Kemal” dedi.
Yolda radyo frekansları arasında gezinirken Show Radyo'da; “Ee daha daha nasılsınız? Ben geldim diye mi kasıldınız?” şarkısının bu sözü dikkatimi çekti. Söyleyeni bilmiyorum, popüler kültür ürünü...
Son zamanlarda birileri yine Kuran Kurslarına, hocalara saldırmaya başladı.
Çok konuştular.
İki sene boyunca “Altılı Masa” konuşuldu. Toplantılar, gizemli sözler, ince mesajlar, beraber yürüme egzersizleri derken…!
Mesele Halil Konakçı, Kadir Mısıroğlu, Nureddin Yıldız meselesi değil; birileri onların nezdinde İslam’a ve Müslümanlara saldırıyor.
Azgın azınlık fırsat kolluyor, esfel-i sâfilin olmuş yeryüzünü kirletiyorlar.
Efsane Başkan Ekrem İmamoğlu, ama tersinden efsane!
“İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” sözü çok doğru, ama Ekrem Bey İstanbul’da seçimi kazanınca “İstanbul’u aldık” zannetti.
Her iki isim “başarı” hususunda birbiriyle yarışıyor.
Her iki CHP'li yönetici “başarı” noktasında aynı çıtada yürüyor.
“Demokles’in kılıcı gibi milletin başında sallanmak” tabiri genelde “haksız ve tehdit içeren durumlar” için söylenir.
Kemal Bey “Demokrat Dede” diye çıktığı yolda “başarısız olunca” kendisini sorgulamak yerine il teşkilatlarından bazılarını görevden alarak “Demokles’in kılıcını sallamaya” başladı. Seçim vaadi olarak “Herkes beni eleştirebilecek” derken seçim sonrası kendisini eleştiren Bolu Belediye Başkanı’nı ihraç etti.
Bugün siyaset kulislerinden ve Ankara koridorlarından uzaklaşıp sistemli algılarla pompalanan toplumsal bir tehdidi anlatmam lazım...
İnsanlar tercihleriyle vardır.
Bir partinin genel başkanına “istifa et” çağrısı yapmak ihraç sebebidir.
Tamam, anladık, iyi, güzel…
“Halk" ile buluşmayı bıraktılar, “Zoom videolarıyla” kendi aralarında buluşuyorlar!
Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu el ele vermişler, CHP'nin kurumsal yapısını yer ile yeksan ediyorlar. İmamoğlu'nun Kemal Bey'den farkı yok, hatta ondan daha iyidir denemez.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ile dün beraberdik.
Ankara’daki gazeteci arkadaşlarımızla toplantıya katıldık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı dışta ve içte, “Sonun Menderes gibi olmasın” diye tehdit edip durdular.
Erdoğan sırtını önce Allah'a, sonra millete yaslayarak tüm süreçlerden başarıyla çıktı. Ekonomik savaşta da başarılı olacağına inanıyorum.