Sayın Erdoğan'ı tribün liderleri iktidar yapmadı, millet yaptı

Beşiktaş’ın efsane başkanı Süleyman Seba’yı rahmetle anıyorum.

Ağır adamdı, beyefendi bir kişiliği vardı.

Devlet terbiyesi almış, devletine bağlı, vatansever bir başkandı.

Ben de Süleyman Seba’cıyım.

Beşiktaş Kongre üyesiyim.

Ölümüne Beşiktaş taraftarıyım.

Cumhur İttifakı’nı destekleyen bir Beşiktaş taraftarıyım.

Sayın Cumhurbaşkanımızı ve Sayın Devlet Bahçeli Beyefendiyi çok seviyorum ve izlerinde mücadele ediyorum.

Çarşı Grubu'ndan değilim.

Süleyman Seba’cıyım.

Türkiye asrın felaketinde on binlerce vatandaşını kaybetti, tribünlerde bazıları “İstifa” diyor.

O tribünlerde Cumhur İttifakı’nı destekleyenler daha fazla, ancak bir grup muhalifin sesi daha çok çıkıyor.

Bizim sesimiz bu kadar çok çıkmayacak, YASTAYIZ!

Hassas davranacağız, birbirimize düşmeyeceğiz.

Devlet enkazı kaldırmaya çalışırken, yaraları sarmaya çalışırken bir iç kargaşa çıkmasına izin vermeyeceğiz!

Tribün lideri olmak için, tribün liderliğinden istifa etmemek için birbirine mermi atan amigolar “İstifa” diye bağırıyor.

Tek tek tanıdığımız bazı amigoların, hangi örgütlerle bağlantılı olduğunu, onları kimlerin beslediğini biz çok iyi biliyoruz, devlet de çok iyi bilir!

Türkiye’de kimin istifa edip kimin devam edeceğine bu amigolar karar veremez; millet karar verir.

Amigolar Sayın Erdoğan’ı iktidar yapmadı!

Anadolu’daki çiftçi, işçi, köylü, yani halkın ta kendisi iktidar yaptı.

Millet iktidara getirir, millet iktidardan indirir; amigolar değil.

Şimdi biz ne yapalım ?

Biz de karşı tribünden “Ölümüne Erdoğan”, “Ölümüne Bahçeli” diye mi bağıralım...

Bizim sesimiz daha yüksek çıkar, desibel rekoru kırarız.

Seviyeli bir şekilde muhalefet eden, ettikleri muhalefetten eksiklerimizi gördüğümüz dostlarımızı tenzih ederim, elbette muhalefet olacak.

Ama seviyeli olacak!

Tribünde olmayacak, camide olmayacak, okulda olmayacak, kışlada olmayacak. Siyaset oralarda olmayacak.

Siyasi partilerde olur, TV ekranlarında olur, gazetelerde olur, dergilerde olur, siyasi sosyal platformlarda olur.

Beşiktaş tribünleri kimsenin babasının tapulu malı değildir.

Beşiktaş tribünleri milletindir.

Ne olacak şimdi, biz de Beşiktaşlıyız, Sayın Erdoğan‘a, Sayın Bahçeli’ye siyaseten gönül vermişiz; Çarşı bağırınca bizim adımıza mı bağırmış oluyor?

Bizi mi temsil ediyor?

Biz de çıkıp desibel rekorları kırarak "Erdoğan ve Bahçeli’nin yanındayız" diye mi bağıralım?

Şimdi buradan net bir şekilde ifade ediyorum.

11 ilimiz depremde yıkıldı, bu illeri bir sene içinde inşa edecek tek lider Recep Tayyip Erdoğan‘dır.

Bunu tüm milletimiz çok iyi biliyor.

Hadi bir kişi çıksın desin ki “Yapamaz.”

Desin hadi, bir şey demeyeceğiz.

Diyemezsiniz!

Çünkü biliyorsunuz ki bu enkazı en kısa zamanda kaldıracak tek lider var, o da Sayın Erdoğan!

Bugünden sonra Sayın Erdoğan’a daha sıkı bağlanacağız ve onu tekrar iktidara getirmek için var gücümüzle mücadele edeceğiz.

Bugünden sonra, o bu ülkeye her zaman olduğundan daha çok lazım.

Allah sağlıklı, uzun ömürler versin kendisine.

Sayın Devlet Bahçeli’nin Kongre üyeliği istifasını doğru bulmuyorum.

Bazı tribün liderleri milleti bağırtıyor diye şanlı, köklü Beşiktaş Kulübü’nün Kongre üyeliğinden istifa edilmemelidir.

Bu kulübün tek sahibinin onlar olmadığını, her görüşten insanın bu kulübe gönül verdiğini belirtmek isterim.

Yasımız var; kol kırılır yen içinde kalır diyoruz, kan kustuk kızılcık şerbeti içtik diyoruz...

Bu yaraların sarılması için var gücümüzle mücadele edeceğiz, fitne fesada yol vermeyeceğiz, iç kargaşaya izin vermeyeceğiz; bu da böyle biline.

Suskunluğumuz ondandır!

Elbette her zaman olduğu gibi son sözüm değişmez,

Allah vatana, millete zeval vermesin.

Vesselam…