Ertuğrul Özkök İlhan İrem'in ardından yazdı... “Anlasana…” Türkiye’nin masum yıllarıydı onlar…

1974 ilginç bir yıldı.

(*) Denizlerin idamının üzerinden 2 yıl geçmişti…

(*) Türkiye tarihinde ilk defa devletin kurucu partisiyle muhafazakar partisi koalisyon yapmıştı.

Rahmetli Mümtaz Soysal Hoca “Tarihi uzlaşma” demişti buna…

Haberin Devamı

(*) 12 Mart’ın yaraları sarılıyordu.

(*) Af çıkarılmıştı ve 12 Mart’ın yitik nesli yeniden hayata dönüyordu.

Yurt dışına sürgüne giden aydınların vatan hasreti bitiyordu.

(*) Kıbrıs’ta ezilen Türk halkı Cumhuriyet tarihimizin en başarılı askeri harekatıyla özgürleşmişti.

Haberin Devamı

(*) Batı Avrupa’nın son diktatörlüklerinden Portekiz “Kırmızı Karanfil” devrimiyle demokrasiye geçiyordu.

(*) Yunanistan’da askeri cunta devriliyordu.

(*) İllegal dinlemeleri Watergate’de suçüstü yakalanan Nixon başkanlık koltuğunu bırakmak zorunda kalıyordu.

(*) Hepimizin elinde bir zeka oyununa dönüşecek olan Kübik Küpü icad ediliyordu.

Haberin Devamı

(*) ABBA Gurubu Woterloo’yu dünyanın gönlüne yerleştiriyordu.

(*) Dünya barkod uygulaması ile tanışıyordu.

(*) Ve Selda Bağcan hiç hayatımızdan çıkmayacak olan “O günler” şarkısını söylüyordu.

***

“Anlasana” işte böyle bir yılda bestelenmişti.

Türkiye’nin masum yıllarıydı. Türkiye kaybettiği masum romantizmine yeniden kavuşuyordu.

***

Bir çoğumuzun şuursuzca karaladığı, müsrifçe harcadığı, bazılarımızın anlamadığı, bazılarımızın ise anlayamadığı, bazılarımız ise anlamazdan geldiği, “Eski Türkiye” diye karaladığı yıllardı onlar…

Cumhuriyet tarihimizin haksızlığa uğramış yılları…

Şimdi geç te olsa, kıymetini anlamaya başladığımız bir yakın maziydi o…

***

Dün kaybettiğimiz İlhan İrem işte o yılların çocuğuydu.

Bu olağanüstü şarkıyı yazdığında daha 19 yaşındaydı…

21 yaşına geldiğinde ise “Kuklacı Amca” şarkısıyla Tanrı’yı sorgulayacak kadar büyümüş, fanatiklere ve bağnazlara meydan okuyacak kadar yüreklenmişti.

***

Bir inziva insanıydı.

İnzivayı tefekküre çevirme zanaatını çok küçük yaşta öğrenmişti.

O tefekkür onu daha 1999 yılında herkes FETÖ’nün etrafında pervaneyken, pervaneyi elleriyle durdurmaya çalışacak kadar yürekli ve gerçekçi yapmıştı.

Cumhuriyet’in çocuğuydu…

Atatürk’ün yolundaydı…

***

1970’lerin ilk yarısı, Paris’te “Pink Floyd” dinlediğim yıllardı…

Yıllardır kendime bile anlatamadığım bir duyguyla, nedense İlhan İrem’de Pink Floyd’vari bir duygu buluyordum.

Çok kişisel, belki de Pink Floyd hayranlarının anlayamayacağı bir duyguydu bu..

Rue Sommerard’daki küçük odamda, bir Pink Floyd’u dinliyordum, bir onu…

Türk popunun romantizm çağını açan öncülerdendi…

Belki de o yüzden içimdeki bir başka ben, Pink Floyd’la onu yan yana koyuyordu.

***

Anlasana şarkısı şu sözlerle başlıyordu:

“Her sevincin her kederin

En ölümsüz sevgilerin

Sonsuz denen göklerin

Her şeyin bir sonu varsa…”

Şu 75 yıllık hayatımda ben de bu ülkenin milyonlarca başka çocuğu da “Her şeyin sonlarına” tanık olduk.

Hayat böyle bir şeymiş onu çok acı tecrübelerle öğrendik.

***

Dün streaming platformlarına son yıllarda en sevdiğim gruplardan biri olan Rei 6’nın yeni bir şarkısı kondu.

Adı “Uzun Bir Yol…”

Şarkıyı defalarca dinledim.

Bana sanki İlhan İrem’e bir veda  şarkısı gibi geldi…

Sonra hayatın bizi nerelere getirdiğini düşündüm.

***

İlhan İrem’le Çetin Altan hiç te aynı düşüncede değillerdi.

Ama yolun sonunda ikisi de ülkeleriyle ilgili benzer bir duyguya gelmişlerdi.

İlhan İrem “Çevremi sarmalayan cehalet, pislik, kalınlık, sağırlık ve ağır karanlığın yapışkan gürültüsünde yaşamaktan sıkıldım” demişti.

Zaten siyah matem elbiselerini daha çok uzun yıllar önce giymişti.

Çetin Altan ise bu dünyadan ayrılırken, çoğumuzun aklından hala çıkmayan şu vasiyet gibi şu cümleyi bırakmıştı:

“Hayal ettiğimiz ülke bu değildi…”

***

“Anlasana” şarkısı girişte “Her şeyin sonundan” söze ediyordu.

Dedim ya; şu 75 yıllık hayatımda birçok defa “Her şeyin sonlarına” tanık oldum.

Çevremde çok insan da yaşadı bu duyguyu…

Ama yine de umut var.

İlhan İrem 19 yaşında yazdığı “Anlasana” şarkısında, bu cümlelerin hemen arkasından şöyle devam ediyordu:

“Boş ver arkadaş haydi sil gözyaşını

Ayrılıkların da bir sonu var

Bir gün çıkıp geleceksin

İçimde bir ümit var…

Yeniden seveceksin…”

***

Hayatı boyunca bize “Anlasanıza” diyen İlhan İrem’i kaybettik.

Kendi deyişi ile, kendisine bu olağanüstü melodileri ve şiirleri veren anavatanının “Göksel koridorlarına” gitti… 

Gerçek soyadı ‘Aldatmaz’dı…”

Bizi hiç aldatmadan, bütün o yürekli itirazı ve kendine en yakışan haliyle aramızdan ayrıldı…

Kediler gibi sessizce…