Türk milleti gerçeği gördü

Avrupa‘da yüksek teknolojik ürünlerin ihracatı olduğu halde, ortak para birimi Euro kullandıkları halde, ABD doları tüm dünyada dolaşımda olan bir para birimi olduğu halde, ortadoğu petrol sattığı halde son 40 yıllarının en yüksek enflasyon değerlerini yaşadılar. Hayat pahalılığını en yüksek seviyelerde yaşadılar.

Tarımda zirveye ulaşmış ülkelerde dahi hayat pahalılığı yaşandı.

Ülkemizde ise yüksek teknolojik ürünler yeni yeni üretilmeye başlamışken (İHA'lar, SİHA'lar, yerli otomobil), petrol rezervleri yeni yeni bulunmaya başlamışken pandemi sürecine yakalanmış ülkemizde süreç olabildiğince en az hasarla atlatılmaya çalışıldı. Devlet özellikle sağlık sektörüne daha önce yaptığı yatırımlarla pandemi sürecinde ayakta kalabildi.

Tabi pandemi sonrası artan gıda ve konut fiyatları hayatı elbette zorlaştıran en önemli iki etken oldu.

Bu alandada vergi indirimleri, denetimler, tarım kooperatif marketleri devreye girdi, kiralarda zam oranı düzenlemesi yapıldı. Devletin tüm çabalarına rağmen stokçular, fırsatçılar da iş başında oldu. Hem hükümeti zor durumda bırakmak hemde bu sıkıntılı süreçte dahi zenginliğine zenginlik katma hayalinde olanlar elbette süreci ciddi manada baltaladı!

Devlet yine de pes etmedi, bu defa milyonlarca dar gelirliyi ilgilendiren toplu konut projesi devreye girdi. Milyonlarca vatandaşımız projeye inandı, devlete güvendi ve başvurusunu yaptı.

Bugüne kadar başladığı tüm projeleri tamamlayan hükümete güven var.

Bugüne kadar yapılan her hizmete burun kıvıran, iyi ama eksik var diyen muhalefet yine beklenen tavrı sergiledi ve seçime yönelik bir yatırım dedi!

Evet gerçekten bunu dediler!

Türk milleti ilk zamanlarda pandemi sürecinin maddi manevi yıkıcı etkileri ile bir anda bocalamış, muhalefetin de hükümet başarısız propagandası ile kafası karışmış olsada, feraseti ile GERÇEĞİ GÖRDÜ ve anladıki tüm dünyada bir sıkıntı var, ülkemizde de bu sıkıntı yaşandı, fakat devlet, hükümet elinden gelen herşeyi yaptı, yapıyor, hükümet başarılı.

Fakat bu başarılı süreç ile beraber bireysel yapılan hatalar da elbette mevcut.

Yakın dostum BJK kongre üyesi Atilla Tepe‘nin telefondaki isyanı ile bir durumdan haberdar oldum.

Kuaförlere pazar günü çalışma yasağı getirilmiş!

Evet hanımların en müsait olduğu, düğünlerin yapıldığı pazar günleri bayan kuaförlerine çalışma yasağı getirilmiş, bu yasak İç İşleri Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı kararı diye de dikte edilmiş!

Burda bile tüm emek ve iyi niyete rağmen Kuaförler Odasının aldığı yanlış karar, hükümete dayandırılarak hükümeti yıpratma, zan altında bırakma çabası var!

Bunun başka izahı yoktur!

Saçma sapan bir karar alıp, oldu bittiye getirip insanları mağdur edemezsiniz, bunu bakanlıklara yıkamazsınız!

Bu hatanın da bir an önce düzeltilmesi gerekir!

Son sözüm Allah vatana millete zeval vermesin.

Vesselam…