Akşam başka sabah başka!

2008 dünya ekonomik krizi, 2010’lı yıllara gelince de 3 Temmuz şike operasyonu, gezi parkı, 17-25 Aralık darbesi girişimi, 15 Temmuz darbe girişimi ve OHAL dönemi, Suriye krizi ve göçmen sorunu derken ülkedeki siyasi karışıklıklar arttıkça güvenlik politikaları öne çıktı. Döviz kuru ise adım adım yukarıya doğru tırmanışa geçmişti. Halk arasında Euro 10 lira olacak geyikleri dönerken, 2021 yılında Euro’nun 10 lirayı bulduğunu gördük.

Euro’nun 10 lirayı geçmesi bir psikolojik sınırdı. Döviz kurunda bu defa çok daha büyük yukarı yönlü eğilim görmeye başladık. Dört ay içerisinde döviz kuru yüzde yüz arttı. Dün sabah öğlen saatlerinde ise Euro 20 lirayı aşmıştı. Tedbir üzerine tedbir açıklanıyordu ama nafile. Ta ki dün geceye kadar.

Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan çok radikal bir açıklama yaptı. Kredi burslarından, bireysel emeklilikteki artan devlet katkısına kadar alınan destek kararlarını açıkladı. Ancak konuşmanın en can alıcı kısmı, bundan sonra parasını Türk Lirası mevduatına yatıran kişilerin döviz kurundaki artış sebebiyle yaşayacağı kaybın devlet tarafından karşılanacağının ilanıydı. Bu açıklamanın ardından 20 Lira olan Euro, ben yazımı yazarken 14,67’yi görmüştü. Sabah piyasaların açılmasıyla 10 lirayı bile göreceği söyleniyor. Üstelik bununla da yetinmeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, fiyat vermekte zorlanan ihracatçılara Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verileceğini açıkladı. Bu iki açıklama bir anda piyasalarda deprem etkisi yarattı. Döviz kurunda sentetik bir yükseliş olduğu konuşuluyordu ama bu kadar sert düşüşü kimsenin beklediğini sanmıyorum. Artık Türk Lirası ile mevduat hesabında para tutan kişilerin döviz artışından zarar etmesini hazine karşılayacak. Çok enteresan bir hamle bu. ATM’den para çekerken son günlerde herkes yepyeni paralarla karşılaşıyordur. Yani para basarak, döviz artışı olursa mevduat sahiplerinin zararını karşılayabilir hazinemiz fakat bir şeyin ne kadar çoksa o kadar değersizleşeceği temel kuralını atlıyor muyuz acaba?

Peki ya akşam başka sabah başka olan bu döviz kuru bizi nereye götürür? İşin zor kısmı da bu. Belirsizlik. Örneğin; döviz kurlarındaki artış sebebiyle piyasada, markette, sokakta her ürün zamlanmıştı. Düşüş de aynı oranda yansıyacak mı raflara? Başka bir önemli soru ise 24 saat içinde 2 lira artıp 6 lira düşebilen döviz kurunun olduğu ekonomi piyasamız acaba yabancı yatırımcı için ne kadar güven veriyor? Dövizin bu kadar hızlı artması da bu kadar hızlı düşmesi de doğrusu beni düşündürüyor. Çünkü gideceğin yere yavaş yavaş ilerlemek, ulaşmanın en hızlı yoludur…