Hatay bölünmemeli, Reyhanlı’ya dikkat edilmeli

Değerli dostlar, değerli okuyucular…

Bayramı memleketim Hatay, Reyhanlı’da geçirdim.

Bizler açısından buruk bir bayram oldu. Medeniyetler şehri Antakya dümdüz olmuş, hâlâ enkaz kaldırıyor devlet. Durumun ne kadar vahim olduğunu anlatmaya kelimeler yetmez…

Suriye savaşı başladığından beri Hatay’ın yüzü gülmedi.

Reyhanlı patlamasıyla başlayan acı süreç asrın felaketiyle zirve yaptı.

Savaştan canını kurtarmak isteyen Suriyeli kardeşlerimiz Hatay’a yerleşti. En çok kapısını açan, bağrına basan ilçe Reyhanlı oldu. Asrın felaketi ile göç almaya devam eden Reyhanlı’nın nüfusu yaklaşık dört katına çıktı.

Şimdi değerli dostlar, burada bir sıkıntı var...

Bir Reyhanlılı olarak memleketimin misafirperverliğinden dolayı gurur duyuyorum.

Tüm savaş mağdurları ve depremzedeler baş göz üstüne.

Sevgili babamın yaklaşık 10 yıldır ev kiralarını ödediği, geçimine yardım ettiği Suriyeli aileler var.

Ama Reyhanlı çok yara aldı, çok yıprandı. Reyhanlı’da çarpık bir yerleşme, altyapı, yol sorunu var!

Üst üste biriken insan yoğunluğu, bozuk yollar, çarpık yerleşim, toz, toprak, çevre kirliliği, yeşil alan yokluğu ile Reyhanlı adeta savaş içerisinde kalmış Suriye’nin kentlerine benziyor!

Allah’tan Reyhanlı’nın Yenişehir gölü var da insanlar orada bir nefes almaya çalışıyor. Orası da insan kalabalığından geçilmez durumda… Ağaçların arası insanların attığı çöplerle dolu!

Bu süreçte merak edip Hatay’ın ilçelerini gezdim!

Erzin’de, Dörtyol’da, Kumlu’da, Belen’de, Yayladağı’nda, Hassa’da, İskenderun’da yok ama Reyhanlı’ya gelince Reyhanlı 100 yıl geriye gitmiş durumda!

Allah aşkına bir ilçe bu kadar mı kendi kaderine terk edilir!

Bu kadar mı görmezden gelinir…

Buradan tüm devle yetkililerine sesleniyorum; gelin Reyhanlı’nın halini görün…

Yazınca yanlış anlaşılıyoruz, yazmayınca içimiz kan ağlıyor…

Devlet Reyhanlı’ya el atsa, buradaki nüfus yoğunluğunu azaltsa, çevre illere, ilçelere dağıtsa yoğunluğu azalmaz mı? Bu kadar zor mu?

Yollar, parklar, ağaçlandırma yapsa, daha modern bir ilçe haline getirse olmaz mı, olamaz mı?

Hiçbir şey yapmasa da 30 yıl önceki haline getirse Reyhanlı’yı biz razıyız.

Daha derli toplu, daha temiz, daha sakin bir Reyhanlı vardı…

Daha yeşil, yolları daha güzel, bahçeleri, yeşillikleri olan bir Reyhanlı vardı…

Ayrıca demografik yapısı da değişti Reyhanlı’nın!

Türkmen, Çerkez ve Arap aşiretlerinden oluşan Reyhanlı’da şu an yoğun bir Suriyeli nüfusu var! Allah aşkına devletimiz bu durumu göz önünde bulundurmuyor mu?

Buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; bize çocukluğumuzdaki Reyhanlı’yı geri verin…

Gelelim Hatay’ın bölünmesine; İskenderun il olmamalı!

Tüm bu yaşananlara ek olarak biz Hataylılara İskenderun’u, Belen’i çok gördünüz sanırım…

Mükafat olarak bizden İskenderun’u, Belen’i koparmaya mı karar verdiniz?

Yapmayın Allah aşkına!

Suriye, haritalarında Hatay’ı kendi toprakları olarak gösterirken, inanılmaz bir Suriyeli nüfus yoğunluğu varken, İskenderun’u neden bölmek istersiniz?

Eğer amaç Suriyeli yoğunluğu olan bir Antakya, Reyhanlı, Kırıkhan oluşturmak değilse neden İskenderun’u bize çok görüyorsunuz?

Allah aşkına Hatay’a daha hassas yaklaşalım!

Hatay’ın demografik ve fizikî yapısına dikkat edelim…

Çok kurcalamayalım, bozmayalım…

Söylüyoruz, haykırıyoruz, ağlıyoruz ama sesimizi duyuramıyoruz!

Hatay elden gitmesin, Hatay değişmesin; Hatay hassas, Hatay stratejik bir nokta!

Devlet acil önlem almalı ve alarma geçmeli!

Olana bitene bakıyorum, sanki “Ey Hataylılar, gidin bu topraklardan, kendinize yeni memleketler bulun, biz burayı Suriyeli şehri yapacağız” diyor gibisiniz!

“Size İskenderun’u, denizi, Belen yaylalarını çok gördük, Reyhanlı’yı çok gördük, başınızın çaresine bakın” der gibisiniz!

Kusura bakmayın ama ben Hatay’ı ve Reyhanlı’yı çok seviyorum ve isyan ediyorum!

Buraya el atın, zamanı geldi çattı bile…

Reyhanlı’daki manzaranın aynısını kendi ilçesinde, kendi memleketinde görmeyen hiç kimse bizi anlayamaz.

O yüzden kimse niyetimizi sorgulamasın.

Bizi, bizim Sayın Cumhurbaşkanımıza olan sadakat ve bağlılığımızı sorgulamasın…

Kimse kusura bakmasın, Hatay’da bir şeyler yanlış gidiyor, ceremesini biz Hataylılar çekiyoruz!

Sözlerim bu kadar…

Son sözüm değişmez:

Allah vatana, millete zeval vermesin…

Vesselam…