Türkiye, son haftalarda bir kez daha orman yangınlarının acı yüzüyle karşı karşıya. Çanakkale’den Adapazarı’na, Bilecik’ten Tekirdağ Şarköy’e uzanan alevler, yalnızca ağaçları değil; içinde barındırdığı tüm canlıları ve ekosistemi tehdit ediyor. Bu büyük felaketlerde zamanla yarışmak, her dakikayı doğru kullanmak hayati önem taşıyor. Genellikle hor gürülen, ama afet zamanlarında olağanüstü bir potansiyel barındıran motosikletlerin barındırdığı gücü biliyor musunuz..
Bilecik'den Şarköy'e, Çanakkale'den İzmir'e her yerde onlar var
İstanbul’un kalabalığında bir yere yetişmeye çalışırken taksi bulamadığınız oldu mu? İşte Go Ride’ın hikâyesi tam da böyle bir anda başlamış. Engin Sağır tekstilci bir işadamı. Bir buçuk yıl kadar önce acil bir işi çıkmış. Yol kenarında onlarca taksiye el kaldırmış fakat hiç biri durmamış. O an aklına benzinli motosikletlerin rahatça kiralanabileceği bir aplikasyon kurma fikri gelmiş. Hemen yazılımcı olan arkadaşı Ersin Ertürk'ü aramış. "Yaparız" cevabını alınca 2024 yılının nisan ayında Go Ride İnovatif Teknoloji A.Ş'yi kurarak Ar-ge çalışmalarına başlamışlar.
Ertürk ve Sağır'la Söğütlüçeşme Tren İstasyonu’nun yanındaki meydanda, uygulama üzerinden kiraya verdikleri motosikletlerin başında buluştuk. Burada hem sistemin nasıl çalıştığını yerinde gördüm hem de hikâyenin ilk adımlarını kendi ağızlarından dinledim.
Kawasaki Versys 650 uzun yol test sürüşü
Türkiye’de motosikletler 15 yıl öncesine kadar otomobillerde aynı hız limitlerine tabii idi.Bu gün bölünmüş yollarda otomobiller için hız sınırı 110 km/s iken, motosikletler 90 km/s ile sınırlı. Bu fark sadece uygulamada adaletsizlik yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda güvenlik açısından da büyük riskler doğuruyor. Motosiklet dünyasının tanınmış ismi Orkun Olgar’ın geçen hafta instagram hesabından yaptığı paylaşım, bu tartışmaya yeniden vurgu yaptı. Olgar “Burası bölünmüş bir yol. Otomobillerin hız limiti 110 km. Ben 102 kilometreyle ceza yedim. Polis arkadaşlar durduklarında bana selam verecek sandım, dediler ki hız limitini aştınız. Size ceza yazacağız. Elli yıl önce Jawalar için çıkarılmış kanun hala duruyor. Bu değişmeli.” diyordu. Biraz araştırdım. Olgar isyanında haklıydı ama tarihler konusunda yanılıyordu. Motosikletlerin hız sınırları 2010 yılına kadar otomobillerle aynıydı. 1 Eylül 2010 tarihli Karayolları Trafik Yönetmeliği değişikliğiyle beraber motosikletler için şimdiki hız limitleri konuldu.
Son 20 yılda Türkiye’nin yol ağı ciddi biçimde genişledi. Otoyollar, bölünmüş yollar ve modern altyapılar sayesinde otomobillerin hız limitleri güncellenerek artırıldı. Ancak aynı güncelleme motosikletler için hiçbir zaman yapılmadı. Hâlâ 90 km/s ile sınırlı olan bu araçlar, trafiğin akış hızının gerisinde kalmak zorunda bırakılıyor.
Türkiye’de yaklaşık 6 milyon 400 bin motosiklet bulunuyor ve bunların büyük bir kısmı artık yaşını almış, motoru yıpranmış, sık sık arıza çıkaran modeller. Özellikle paket servis alanında yoğun kullanılan bu motosikletler hem kullanıcıları hem çevreyi ciddi şekilde tehdit ediyor: yüksek benzin tüketimi, gürültü, egzoz emisyonları… Oysa bu yorgun makinelerin geleceği çok daha sessiz, ekonomik ve çevreci olabilir. Mimarlık kökenli bir motor sporu tutkunu olan Tolga Şansal, bu soruna çözüm üretmek için yıllardır hem zihinsel hem teknik birikimini seferber ediyor.
Galatasaray Lisesi ve ardından Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi... Dışarıdan bakıldığında tanıdık bir başarı hikayesi gibi görünebilir: iyi bir eğitim, itibarlı bir meslek ve istikrarlı bir yaşam. Fakat bazen gerçek hikâye, o görünür olanın hemen arkasında başlar. Benim için bu röportajı değerli yapan tam da bu oldu.
Geçtiğimiz günlerde Motofest 2025 ve Dünya Motokros Şampiyonası’nın Afyon etabına dair kaleme aldığım yazıda, Türkiye’nin bu alandaki yükselişini ve Afyonkarahisar’ın nasıl bir motosiklet şehri haline geldiğini anlatmıştım. Türkiye Motosiklet Federasyonu’nun, yerel yönetimlerle uyum içinde yürüttüğü bu büyük organizasyonun yalnızca bir spor etkinliği değil, aynı zamanda bir kültür ve turizm şöleni olduğuna vurgu yapmıştım. Gerçekten de Türkiye'de motosiklet sporlarına ilgi her geçen gün artıyor. Pistlerde yarışan minik yetenekler, uluslararası başarılar ve dünya çapındaki organizasyonlar sadece adrenalin dolu bir tutku değil; aynı zamanda bir gelecek vizyonu haline gelmeye başladı.Bu dönüşümün merkezinde ise Türkiye Motosiklet Federasyonu yer alıyor.
Türkiye Motosiklet Federasyonu Başkanı Sadık Vefa'ya motosiklet sporlarının bugünü ve yarını üzerine sorular yönelttim. Başkan Vefa, hem geçmişin bir özetini sundu hem de gelecek için umut veren detaylarla sorularımı yanıtladı. Bu röportajdan anladım ki Türkiye, motosiklet sporlarında yalnızca takipçi değil, artık oyun kurucu olma yolunda da hızla ilerliyor.TMF’nin 2004’te özerk bir yapıya kavuşmasının ardından geçen 21 yıl, büyük bir atılımın göstergesi olmuş. “Yönetim olarak, kuruluşumuzdan bugüne kadar tüm motosiklet sporu branşlarındaki ulusal ve uluslararası yarışmaları büyük bir titizlik ve düzen içerisinde gerçekleştirip, motosiklet sporunun yurt genelinde yaygınlaştırılmasını sağladık. Ulusal yarışların yanı sıra uluslararası alanda favori gösterilen, yarış pistleri ve parkurlarla ödüllere layık görüldük. 2009, 2018, 2019, 2021, 2022, 2023 ve 2024 yıllarında Dünya Motokros Şampiyonası’nı (MXGP), 2024 ve 2025 yıllarında ilk kez Dünya Kar Motosikleti Şampiyonası'nı, Dünya Hard Enduro, Dünya Enduro Şampiyonası'nı ve 2005, 2006, 2007 yıllarında dünyanın en prestijli spor organizasyonlarından biri olan MotoGP'ye ev sahipliği yaptık. Ayrıca Spor Turizmi kapsamında FIM Mototour of Nations TURKEY ile bütün dünyadan motosiklet tutkunlarını da 2021 yılında ülkemizde buluşturduk. ,” diyen Başkan, bu gelişmenin arkasında özveriyle çalışan bir ekip olduğunu söylüyor.
Anadolu'nun her karışında onun tekerlek izi vardır. Köy okullarının siyah önlüklü çocukları onu çok severdi; çünkü öğretmenlerini getirirdi. Hastalar onun sesini hiç unutmazdı; çünkü doktorlarını getirirdi. Orman köylerinde meşe ağaçları, çamlar, ardıçlar ona şükranlarını sunardı; çünkü kendilerini koruyan ormancıları taşırdı. Ve belki de en çok gurbetten mektup bekleyenler severdi onu; çünkü postacıları getirirdi.
2025'in ilk 6 ayının bitmesine günler kaldı. Motosiklet satışlarında ciddi düşüş var. Bu düşüşten sadece global markalar değil, Çin, Tayvan gibi ülkelere ait markalar da ciddi şekilde etkileniyor. Piyasadaki dostlardan öğrendiğime göre, 2025 yılının ilk dört ayında geçen yılkı toplam satışların sadece sadece yüzde 18'i kadar motosiklet satılmış. Gümrük taban vergilerindeki artışlar, kredi faizleri ve kredi kartı komisyonlarının yüksekliğiyle kurlardaki artışlar, alım gücünün azalması, satışları düşüren temel faktörler.
Geçtiğimiz hafta, sektörden bir dostumun aracılığıyla Kawasaki Motosiklet'in Türkiye distribütörü Z-Moto'nun Satış Müdürü Levent Koçak ile bir araya geldik. Piyasadaki son durumu merak ediyordum. Fakat 35 yılı aşkın süredir Türkiye pazarında olan, fakat son birkaç yıldır sesini daha fazla duymaya başladığımız Kawasaki'nin neler yaptığını da merak ediyordum.
Ford Otosan'ın girişim şirketi Gembox, Altınay Elektromobilite, Devinno A.Ş., Letven Capital gibi sanayi ve finans devlerinin, yüzde yüz yerli elektrikli motosiklet Rakun City’i piyasaya sürmek üzere gün saydıklarını mart ayında köşeme taşımıştım. Motosiklet fuarında prototipi sergilenen Rakun City, ziyaretçilerin yanı sıra İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın da dikkatini çekmişti. Projenin ticari lideri İlker İyicik, Şekerpınar’daki fabrikada tamamen Türk mühendislerden oluşan bir ekibin, yerli ve millî elektrikli motosikleti 2025 yılı içinde üretim bandına sokmak için geceli gündüzlü çalıştıklarını söylemişti. İyicik’in Rakun City ile ilgili anlattıkları heyecan vericiydi, İddialıydı. “Global markaların yanına bir Türk markası da ekleyeceğiz,” diyordu.
Habercilikte fikr-i takip önemlidir. Geçtiğimiz hafta, Rakun City ile ilgili son durumu öğrenmek için İlker İyicik’i aradım. “Tek şarjla 175 kilometreye ulaştık,” dedi. Mart ayında menzil 150 kilometreydi ve üç ayda kat edilen bu mesafe gerçekten büyük bir başarıydı. Fabrikaya davetini hemen kabul ettim.
Motorları, kırlara, köylere, dağlara, kentlere ve maviliklere sürdük yine.Bayramlar biz motorcuları çocuklar kadar mutlu eder. Ramazan bayramında bu mutluluğu yazmıştım. 31 Mart 2025'te tarihli yazımı kurban bayramı için bir kez daha yayınlamak istedim.
Bayramlar en çok çocukları bir de biz motorcuları sevindirir. Bayram yaklaştıkça heyecan artar... Çocuklar harçlıklarını, bizler altımızdan akıp giden yolları hayal etmeye başlarız. Çocuksu bir heyecan kaplar içimizi. Elli yaş üzeri iki teker tutkunlarının bayram hatıralarında mutlaka bir bisiklet ya da bir motosiklet vardır. Ankara'da büyüyen arkadaşım Orhan da Çankaya sırtlarındaki boş arsalarda kiralık bisikletçilere para yetiştiremediği günleri anlatır durur.
Afyon deyince aklımıza önce Büyük Taarruz, Kocatepe ve Mustafa Kemal Atatürk, sonra kaplıcalar, Gazlıgöl ve Afyon sucukları gelir. Türkiye Motosiklet Federasyonu, Afyon Valiliği ve Afyon Belediyesi'nin gayretleri büyük bir başarıyı da beraberinde getirdi. Bu iş birliği sayesinde Afyonkarahisar, motosiklet sporlarında dünyaca tanınan bir şehir haline geldi. Dünya Motokros Şampiyonası MXGP 2025 Türkiye ayağı 6-7 Eylül tarihlerinde 8. kez Afyon'da koşulacak. Yarışlardan önce motosiklet tutkunlarını bir araya getirecek NG Motofest 2025 ise 3-7 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Yani son iki gün festivalin içine yarışlar girecek.
Motofest ve MXGP dünya motokros yarışları için Türkiye Motosiklet Federasyonu, Afyon Valiliği ve Afyon Belediyesi'nin iş birliği ülkem adına beni gerçekten çok gururlandırdı. Etkinlikler konusunda biraz daha ayrıntı bilgi almak için belediyeye ve federasyona sorular gönderdim. Yanıtları çarpıcıydı..
Cuma günü sabah 10.00'da hıdırelez için Bilecik Yenipazar'a doğru yola çıktım.Yenipazar ve köylerinde hıdırellez bin yıldır sürdürülen köklü bir gelenek olarak farklı kutlanıyor. Yol arkadaşım bu kez bir KTM 890 Adventure idi.Hakkında çok şey duyup bilmeme rağmen daha önce hiç KTM kullanmamıştım. Yerli ve yabancı motosiklet siteleri uzun süredir bir Avusturya markası olan KTM'nin ekonomik kriz ile boğuştuğunu yazıyordu. Ama bu işte bir tezat vardı. Çünkü aynı sitelerde KTM'nin sürekli yenilenen modellerine ait onlarca makale ve olumlu eleştiri yazıları da yer alıyordu. Üstelik Türkiye'de 2024 yılında yaklaşık 6 bin KTM satılmıştı. Türkiye'nin önemli otomotiv gruplarından Aydoğanlar ise motosiklet sektörüne KTM ve Husqvarna bayilikleri alarak adım attı .Konuyu biraz araştırdım.Anladığım kadarıyla Avusturyalı üretici Pierer Mobilirt, Hintli Bajaj ile yaptığı ortaklıkla ünlü markasını krizden çıkarmış ve sektörde iddialı olduğunu dünyaya bir kez daha duyurmuştu.
Motosikletlerin teknik özellikleri tabi ki çok önemlidir. Ama ben teknik özellikler kadar o motosikletin bende uyandırdığı hislere de bakarım. Rahat oturabiliyor muyum, parmaklarım frenleme yaparken zorlanıyor mu, dik mi oturuyorum, yoksa biraz eğilerek mi kullanmak zorundayim. Yani edenim bu motosikleti sevdi mi? Peki ya ruhum? Onunla yola çıktığım için huzurlu muyum, bana güven veriyor mu, onu sürerken mutlu oluyor muyum?
Türkiye'de motosiklet sektörü, son bir kaç yılda tahminlerin çok ötesinde büyüdü. 2024'te 6 milyonu aşan motosiklet sayısı, 2025'in sonunda 7 milyona yaklaşacak gibi gözüküyor. Türkiye'nin önemli şirketleri, dünya markalarıyla ortaklıklar kuruyor. Örneğin; Doğan Grubu'na ait Doğan Trend, Suzuki, Vespa, Aprilla gibi markaların distribütörlüğünü yaparken, Avrupa ve dünya pazarlarında satış rekorları kıran Tayvan ürünü Kymco motosikletleri, İzmir'deki fabrikasında üretmeye başladı.
Ford Otosan İle birlikte savunma sanayi ve yazılım alanlarında faaliyet gösteren Altınay Elektro Mobilite, Devinno ve Letven Capital gibi büyük şirketler Türkiye'nin tek şarjla 170 kilometre menzile ulaşan yerli ve milli motosikletini, 2025 yılı içinde satışa sunmaya hazırlanıyor.
Aslında motorla her mevsim her yere gitmek güzeldir.Yazın serin yerlere örneğin Karadeniz'e ve yaylarına, son baharda rengi sarıya dönen dağlara kışın Akdeniz kıyılarına sürmek keyiflidir. Ama baharda motosikletle yollara düşeceksem Kapadokya'ya doğru sürmeyi tercih ederim. "Güzel atlar diyarı"na gitmek için onlarca nedenim var ama şimdi bunlardan sadece yedisini yazacağım.