Türkiye, salı gecesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yapacağı görüşmeye kilitlendi. Saat 19.30’da başlayıp 22.30’a kadar süren görüşmede ne konuşulduğu ise tam bir sır…
Bu da sadece bizim demokrasimize özgü sanırım…
‘Altılı Masa’nın aktörleri ‘’Adayın ismini konuşmak için henüz çok erken’’ deyip top çevirmeye devam ederken, AKP ve MHP iktidarı ise seçim öncesi son hazırlıklarını yapıyor.
Bu hazırlık aşamalarından biri de CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen haksız – hukuksuz ve akıl dışı mahkûmiyet kararıydı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener anlam veremediğim bir telaş içinde.
Neredeyse her gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na laf yetiştiriyor.
CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük haksız – hukuksuz hapis cezası, siyasetin taşlarını yerinden oynattı.
İmamoğlu’na verilen hapis cezası ve sonrasında ortaya çıkan tablo ise en çok ‘Altılı Masa’yı etkiledi.
İktidar partisi AKP, muhalefet partilerini her fırsatta eleştirir ve “Türkiye’ye ilişkin bir vizyonları yok” , ‘’Hiçbir soruna karşı çözüm önerileri yok” , “Her kafadan bir ses çıkıyor’’ der.
AKP yöneticileri farkında mı bilmiyorum ama iktidar partisi de uzun bir süredir aynı görüntüyü veriyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu hakkında “YSK üyelerine ahmak dediği’’ gerekçesiyle dava açıldığı gece tv100’deydim. O geceki yayında AKP içindeki etkili bir grubun ‘‘2024 yerel seçimleri öncesi İBB mutlaka bizim elimizde olmalı. CHP’nin yerel seçimde belediye imkânlarından faydalanılmasına izin verilmemeli” dediğini aktarmıştım.
Ve yine o gece hem İmamoğlu’nun hem de CHP’nin açılan davayı ciddiye alması gerektiğini ifade etmiştim.
Rezaleti artık biliyorsunuz:
Birgün’den Timur Soykan’ın haberine göre, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel, henüz altı yaşında olan kızı H.K.G’yi aynı cemaatin talebelerinden Kadir İstekli’yle ‘’evlendiriyor.” (2004)
Seçim tarihi yaklaştıkça, Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusu daha yüksek sesle sorulmaya başlandı.
Zira; herkesin “tarihi” olarak nitelediği bu seçim sürecini, her iki ittifakın cumhurbaşkanı adayları sürükleyecek ve sonuçları biraz da o adayların performansları belirleyecek.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun uzun bir süredir üzerinde çalıştığı “Vizyon Belgesi’’ nihayet görücüye çıktı. İstanbul Lütfi Kırdar Sergi Sarayı’nda düzenlenen ve ‘’İkinci Yüzyıla Çağrı’’ başlıklı toplantılar serisinin ilki olan bu sunum, çeşitli ‘teknik’ aksaklıklara rağmen toplumun geniş kesimlerince ilgiyle izlendi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, başta salonu dolduran 1700 kişi olmak üzere, ekran başındaki CHP’lilerin de gönlünü aldı.
tv100 ekranlarında yaklaşık 40 gün önce dile getirdiğim ‘’yılın kıyağı’’na ilişkin haberi anımsarsınız…
Haber şu idi:
Altılı Masa’nın iki büyük partisi olan CHP ve İYİ Parti, iş birliği yaptıkları DEVA, Gelecek, Demokrat Parti ve Saadet’le birlikte cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine hazırlanıyor.
Seçim süreci yaklaştıkça, ‘’Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayı kim olacak?” sorusu daha çok soruluyor.
Türkiye, çarşamba gününden beri Ziraat Bankası’nın çalışanlara dağıtmak üzere aldığı 300 milyon tutarındaki saatleri konuşuyor.
Başta Sözcü olmak üzere, Korkusuz, Medyatava, Yerelin Gündemi, Gerçek Gündem, T24, Diken, Yeniçağ, ODA TV, Medyaradar, Halk TV ve TELE 1, bu skandalı okurlarına duyurdular.
Ziraat Bankası, kuruluşunun 159. yılı dolayısıyla, bankada 10 yıl ve üstünde hizmet vermiş olan personeline saat dağıtıyor.
Diyebilirsiniz ki; ‘’Ne güzel işte... Personeline değer veriyor. Ne var bunda?”
Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir dostuna Altılı Masa’nın bazı aktörlerinin tutarsız davranışlarını eleştirdiği ve “İnanın bu zikzaklar beni yoruyor” dediğini aktardı.
"Bay Kemal" bu konuda yerden göğe kadar haklı…
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, son yazısında “Altılı Masa toplantıları artık ilgi çekmiyor, haber değeri bile kalmadı. Eğer BTP’nin Altılı Masa’ya katılma tartışması olmasa son toplantıyı bile kimse konuşmayacaktı” ifadesini kullandı.
Altaylı’nın yazısında ortaya koyduğu tespit büyük oranda haklılık içeriyor.