Son Yazıları

Yazın ödem atmanızı sağlayacak tarifler

Bedenimizde her şeyde olduğu gibi vücut içinde bulunan sıvılarda denge halindedir. Gün içinde tükettiğimiz sıvılar ile attığımız sıvılar birbirini dengeleyerek vücutta su tutulumunu önler. Denge bozulduğu andan itibaren ödem adını verdiğimiz durumla tanışırız. Vücuda kaldıramayacağından daha fazla karbonhidrat, tuz ve tuzlu besinler göndermek en ana ödem nedenlerindendir.

Fakat tabiki ödemin bunlardan başka da sebebi olabilir. Bunlar: Bazı ilaçların kullanımı, regl dönemi öncesi ve esnasında meydana gelen hormonal değişimler, yüksek kortizol seviyeleri, bazı hormonel rahatsızlıklar, stress, sağlıklık bağırsak, böbrek hastalıkları, yeterli derecede sebze tüketmemek, normalden fazla karbonhidrat alımı sebeplerden bazılarıdır.

Yazının Devamı

Bu tariflerle yaza daha sağlıklı ve daha fit girin

Fakat yazın gelmesiyle fiziksel aktivitemizin de arttığını varsayarsak doğru ve taze besinleri seçerseniz çok fit ve sağlıklı bir yaz geçirmeniz mümkün! 

Bu sebeple bugün sizin için pratik, lezzetli, düşük kalorili ve çok taze bir kaç tarif ve önerilerimi derledim.

Yazının Devamı

Bayramı sağlıklı geçirmeniz için 7 öneri

Ve bayram geldi... Uzun süre açlık psikolojisinden çıktıktan sonra, bayramda her şeyi normalden daha fazla yeme isteği ve ihtiyaç doğabilir. Bu ihtiyaçlar o an size büyük sorunlar çıkarmıyor gibi gözükse de, özellikle bayram sonrası tartıda görülen fazla kilolar, ödemler, bir takım yaşanılan sağlık problemleri can sıkıcı olabiliyor. O yüzden benim önerim; her zaman olduğu gibi bu dönemde de kültürümüze yerleşmiş şeylerden tam olarak kopmadan, keyifli bir bayram geçirerek yediklerinizi dengelemeyi öğrenmek.

Tabiki size bayramda diyet yapın demeyeceğim… Bence bu tarz zamanlarda kilo vermeye çalışmak veya canımızın istediği şeyleri bastırmak sonrasında daha büyük problemlere sebep oluyor. O yüzden bayramda kilonuzu koruyun, sağlığınıza zarar vermeyin bence en önemlisi bu.

Yazının Devamı

iftarla sahur arasına dikkat!

İşte iftar ile sahur arasında hem kilonuzu hem de sağlığınızı koruyacak altın kurallar:  

1- Tatlı tüketimini Ramazan ayı  boyunca haftada 1- 2 gün ile sınırlayıp, tercihinizi sütlü tatlılardan yana kullanın. 

Yazının Devamı

Ramazan’ı fırsata çevirin…

Bu süre zarfından sonra oruç tutarken yoğun baş ağrısı, mide bulantısı, kilo artışı, mide ve hazımsızlık problemleri, iftardan sonra sonra uyku hali, güç ve kas kaybı yaşayan kişilerin sayısı oldukça fazla. Bu kişiler için ramazan ayı bir krizken, doğru beslenip bu problemleri aşabilirse aslında tam bir fırsat!

Peki ramazan ayını nasıl fırsata çeviririz?

Yazının Devamı

Toksik Alüminyum tehlikesi

Genellikle, endüstriyel atıklar, içme suları, pişirme ve işleme ekipmanları, paketleme-kutulama aşamaları gibi kaynaklardan bulaşarak sağlığımızı vücudumuza girebiliyor… Bu sebeple tükettiğimiz her besinin sadece çeşidi değil; nereden geldiği, nasıl paketlendiği, ne kadar beklediği bizler için oldukça önemli. Yapılan araştırmalara göre;  hava kirliliği ve sanayileşmenin etkisiyle toprakta yetişen besinlerin içeriğinde yeterli denetim olmadığı takdirde ve bazı ilaç ve gübreler sebebi ile yüksek miktarda ağır metaller ile karşılaşılabiliyor. Bu sebeple üretim açısından güvenilir besinleri tüketmek oldukça önemli. Peki en çok hangi ağır metale dikkat etmeliyiz? Uzaklaştırmak için neler yapmalıyız? Biraz da bundan bahsedelim…

En sık karşılaşılanlardan biri alüminyum

Yazının Devamı

Çörekotu mucizesi!

Günümüz dünyasında ise yapılan araştırmalar arttıkça görülmüş ki, çörekotunun içerdiği fitokimyasallar sayesinde kanserden diyabete, astımdan, kalp hastalıklarına kadar bir çok hastalıkta iyileştirici ve geliştirici etkisi bulunuyor. Peki çörekotunun diyette nasıl, ne kadar kullanalım? Hangi hastalıklarda ne gibi etkileri var?

İnsülin direnci ve diyabet ile mücadelesi: Yapılan son araştırmalara göre, çörektounun pankreastan salgılanan beta hücrelerin yenilenmesinde ve daha sağlıklı salgılanmasında etkili olduğu, bu özelliği ve içerdiği lif sayesinde insülin direnci ve diyabet hastalarının tedavisinde oldukça yararlı olduğu biliniyor. Aynı zamanda diyabetle beraber ortaya çıkan kas ağrıları, kabızlık/gaz/şişkinlik hazımsızlık gibi semptomların hafiflemesinde de kullanılıyor.  

Yazının Devamı

Bu çorbalar ile hem şifa bulun hem kilo verin

Günümüzde modern insana bakacak olduğumuzda ise çorba hem geleneklerimize uygun olmasıyla hem de pratik ve lezzetli olmasıyla bu dönemde de en çok tercih edilen besinler arasında yer alıyor. Peki hangi çorbaları içerek hem zayıflayabilir hem de sağlıklı olabiliriz?

Bu sorunun cevabı tabiki fonkisyonel çorbalar… Yani özünü ve tazeliğini kaybetmemiş besinlerin, bedene ve zihne fayda sağlayacak şekilde birleştirilmesi ve sürdürülebilir olarak tüketilmesiyle oluşan çorbalar.

Yazının Devamı

Kalıcı kilolardan kurtulmanın yolları

Bu durumun bir çok nedeni olmakla birlikte en önemli nedenleri arasında; diyetin ilk başındaki gibi diyete karşı aynı motivasyonda uyumda olmamak, her gün aynı şeyleri yemek, çok düşük kalorili beslenmek, hareketsiz olmak, yetersiz su tüketmek gibi nedenler geliyor. Peki bu kiloları vermek için ne yapmalı?

Yediğiniz ekmek türünü bile sürekli değiştirin: Yapılan bir çalışmada her hafta ekmek türünü değiştirmenin bile (çavdar/buğday/yulaf vb.) metabolizmayı hızlandırdığı görülmüş. Yani sağlıklı da olsa tek tip beslenince metabolizmanız o besinlere karşı alışıyor ve artık tepki vermemeye başlıyor. Bu sebeple yediğiniz yemekleri, sebzeleri, meyveleri, ekmekleri yani öğünlerinizi sık sık değiştirin. Çeşitli beslenin. Her besinin kilo vermenize etkisi birbirinden farklı.

Yazının Devamı

Unutkanlığı Akdeniz diyetiyle yenin

Yapılan araştırmalara göre, sağlıklı beslenen bir birey ile, sağlıksız ve düzensiz beslenen bireyler arasında dikkat dağınıklığı ve unutkanlık riski arasında oldukça büyük farklar var. Yaşa bağlı unutkanlık ve dikkatsizlik duymaya alıştığımız bir konu olsa da, son yıllarda yetişkinler ve gençlerde de sık sık görülmeye başlaması bu konu üzerine beni daha çok araştırma yapmaya itti. Ve araştırmalar sonucunda gördük ki, bu durumu önlemek ve geciktirmek mümkün...

Unutkanlığın erken gelişmesinde veya ilerlemesinde; vücuda şeker dengesizliği, tansiyon dengesizliği ve bağırsak sorunları yaşatacak bir yaşam tarzına sahip olmak ise büyük etken sahibi. Peki unutkanlığa karşı sağlıklı diyet nedir? Neleri tüketmeliyiz? Ve ne zaman?

Yazının Devamı

Saç dökülmesini yavaşlatan besinler  

Yapılan araştırmalara göre; günlük 50-100 tel saç kaybı normal kabul edilirken 100 ve üzeri saç dökülmesi ‘saç dökülmesi’ olarak adlandırılıyor. Bu durum da bir şeylerin tam olarak yolunda gitmediğinin, bazı hastalıkların veya beslenme yetersizliğinin habercisi olabilir. Amerika’da yapılan bir diğer araştırmaya göre ise her 5 kişiden biri 30 yaş ve öncesinde saç dökülmesi sorunu ile karşılaşıyor. Benim de son zamanlarda danışanlarımdan en çok duyduğum şey saç dökülmesi olunca, bu yazıda bu konuya yer vermek istedim…

Saç dökülmesinin en temel sebeplerinin başında beslenme yetersizliği yer alsa da hormon değişiklikleri, genetik bazı hastalıklar, kronik hastalıklar, mevsim değişiklikleri gibi nedenler de etkiliyor. Fakat nedeni ne olursa olsun diyeti bu duruma yönelik düzenlemek saç dökülmesini azaltıyor veya yeni saçların çıkmasına destek oluyor. Özellikle ilk başta yeterli protein almanın önemini vurgulayacak olursam; Demir, selenyum, Çinko, Omega-3 D vitamin, C vitamini, Biotin, Niasin ve Beta-karotenden zengin beslenmek saç dökülmesini önlemede veya azaltmadan oldukça etkili. Peki bu bileşenler en çok hangi besinlerde toplanıyor? En etkili bileşenler ve besinler hangileri? Bunlara ve nedenlerine bakalım..

Yazının Devamı

Yumurta ve kolesterol İlişkisi

Yumurtanın kolestrol miktarı yaklaşık 200-220 mg’dır. İçeriğindeki bu kolesterol de sadece sarısında bulunur. Günlük alınması gereken kolesterole katkı sağladığı için yıllarca kolesterolü yüksek olan kişilerin diyetin ya tamamen çıkarıldı ya da gün aşırı verilmeye devam etti. Yani kolesterolün tek suçlusu yumurtaymış gibi davranıldı. Fakat yıllar geçtikçe yumurta üzerinde yapılan araştırmalar arttıkça görüldü ki, yumurta kolesterolü yükseltiyor ama iyi huylu kolesterolü (HDL) yükseltiyor.  2021 yılında yayınlanan, Japon bilim adamlarının yaptığı bir araştırmaya göre; günde 1 tane yumurta tüketmek kalp hastalıkları ve kolesterol açısından bir risk oluşturmazken önemli olan noktanın diyetin geri kalan içeriği olduğunu gösteriyor. Yani bu ne demek? Kolesterol ve kalp hastalıklarının günah keçisi yumurta olamaz. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta hayvansal yağ ve trans yağ tüketimini genel olarak sınırlandırmak. Diğer bir çok araştırmaya göre ise, günde 1 tane yumurta tüketmek HDL yani iyi huylu kolesterolün artmasını sağladığı için kalp hastalıklarından korumada etkili oluyor. Fakat burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, günde 1 yumurta tüketirken aynı zamanda diyetinizde tereyağı, kırmızı et, kuyruk yağı, trans yağ gibi zararlı yağları diyetinizde sınırlamak. Bunların yerine ise, zeytinyağı, omega-3 açısından zengin besinler, ceviz, fındık, badem, balık gibi sağlıklı yağlara diyette daha fazla yer vermek.

Sporcular için durum farklı 

Yazının Devamı

Regl döneminde bunlara dikkat!

Bu sorunlardan bazılarını yaşayan bir kadın ve aynı zamanda bir diyetisyen olarak bu dönemde ve öncesinde neler yapabileceğimizi daha detaylı olarak paylaşmak istedim. Çünkü beslenmemizde yapacağımız ufak değişiklikler bile, sorunu kökten olarak çözmese de, daha rahat geçmesini sağlayabilir!

Beslenme süreci olarak regl dönemini 3’e ayırıyorum. Regl olmadan önce, dönem içerisinde ve regl olduktan sonra. Bu üç dönemde de yaşadığımız hormon değişiklikleri, vücut yapımızı ve ruh halimizi oldukça etkilediği için üç dönemi de ele alacağım.

Yazının Devamı

Sağlıklı maden suyu seçimi nasıl yapılır?

Vücudumuzun sıvı ihtiyacını doğru kaynaklardan almak, gün içerisinde kaybettiğimiz sıvıyı yerine koymak; cilt sağlığı, bilişsel performans, yorgunluk, halsizlik, bağırsak vb. sağlığımız ile ilgili birçok noktada büyük önem taşıyor. İşte tüm bu noktalarda etkili olan favori içeceklerimizden biri maden suyu. Ancak gerçek anlamda fayda sağlamak için doğru maden suyu seçimi çok önemli.

Maden suyunu seçerken nelere dikkat etmeliyiz?  1- Soda ile maden suyu aynı şey değildir:  Öncelikle madensuyunu seçerken dikkat etmemiz gereken birinci nokta soda olmamasıdır. Çünkü maden suyu ile soda aynı şey değildir. Soda, içme sularına karbondioksit ilave edilerek elde edilen asitli, yapay içecektir. Maden suyu ise, içeriğinde sodyum, potasyum gibi minerallere yer veren, jeolojik olarak koruma altında tutulan doğal mineralli yeraltı suyudur.  Bu sebeple alırken ‘’doğal maden suyu’’, ‘’doğal mineralli su’’ olmasına dikkat etmek gerekir. 2- Sodyum miktarına dikkat: Maden suyunu seçerken dikkat etmemiz gereken en önemli nokta, seçtiğimiz maden suyunun sodyum miktarıdır. Günlük sodyum ihtiyacımız 2400 mg’dır. İçtiğimiz doğal madensularının içerdiği sodyum miktarları çıkarıldıkları bölgeye göre değiştiği için maden suyu seçerken sodyum miktarının 200-300 mg’ın altında olmasına dikkat etmeliyiz. Özellikle tansiyon hastasıysanız veya sürekli olarak ödem sorunu yaşıyorsanız fazla miktarda sodyum almak sizi olumsuz etkileyecektir. Yani ödem atmak isterken ödem tutmamalı, tansiyonunuzu dengelemek isterken tansiyon hastası olmamalısınız.

Yazının Devamı

Tatlı krizini önleyen çay: Rooibos

Özellikle diğer çaylara kıyasla daha farklı özellikleri olması sebebi ile rooibos çayı son zamanlarda çok daha fazla araştırılmaya ve tüketilmeye başlandı. Peki popüler olduğu kadar da etkili mi? Daha yakından bakalım. Diğer çaylardan farkı  Rooibos çayı, kırmızı ve yeşil olmak üzere en temelde iki farklı çeşidinden oluşuyor. Kırmızı fermente olmuş hali, yeşil ise fermente olmamış halidir. Yeşil renkteki rooibos çayı antioksidan özellikleri bakımından daha yararlı olarak görülse de fermente olmuş rooibos çayı tat, renk ve koku açısından daha fazla tercih ediliyor.  Rooibos çayını diğer çaylardan ayıran özellik ise içeriğinde kafein bulunmamasıdır. Bu da hipertansiyon, ritim bozukluğu, kalp problemleri olan kişiler için bu çayın çok daha rahatlıkla tüketilebilmesini sağlıyor. Birçok yeşil çayda siyah çay ile aynı miktarda kafein bulunması sebebiyle özellikle hipertansiyon hastalarında 2-3 fincandan fazlası sağlık problemlerine yol açabilecekken rooibos çayında bu tarz bir risk olmaması onu çok daha fazla tercih edilir kılıyor. Fakat her bitki çayında olduğu gibi rooibos çayını da tüketmeden önce doktora-diyetisyene danışmak ve tüketim miktarına dikkat etmek gerekiyor.

Rooibos çayının faydaları 

Yazının Devamı